Ankara dün özel günlerinden birini yaşadı. Önemli bir viraj daha geride kaldı...
Eryaman Stadyumu’nda oynanan Sakaryaspor karşılaşmasında Gençlerbirliği taraftarı, takımlarına adeta tribünlerden futbol şansı getirdi! Kentin iki köklü kulübü, Ankaragücü ve Gençlerbirliği, yıllardır süregelen hayal kırıklıklarıyla taraftarlarını üzüyor. Başkent futbolunu Süper Lig rekabetinden uzaklaştıran bu iki kulüp, hayati bir sezonun sonuna yaklaşıyor.
Önce Gençlerbirliği...
Sezon boyunca kırmızı-karalar zaman zaman etkili oyunlar sergiledi. Bu ligde Süper Lig’e çıkması gerektiği düşünülen takımları bir futbolsevere sorsanız, puan tablosuna bile bakmadan; Ankaragücü, Gençlerbirliği, Kocaelispor, Sakaryaspor, Boluspor ve Erzurumspor’u sayar.
Gençlerbirliği’nin ulaştığı başarıya ‘mucize’ demek belki abartı olur; ancak tüm zorluklara rağmen gelinen nokta kesinlikle alkışı hak ediyor. Sezon öncesinde Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Ankara Kupası maçını Gençlerbirliği Kulübü Başkanı Osman Sungur ile birlikte izlemiştim. Heyecanı ve inancı gözlerinden okunuyordu. Ara transfer döneminde yapılacak birkaç takviyeyle Süper Lig hedefini zorlayacaklarını söylemişti. O gün sahadaki oyun bu düşünceyi doğrulamasa da bugün gelinen nokta, Gençlerbirliği’nin Süper Lig’in kapısını araladığını gösteriyor.
Eryaman’daki güneşli havada kırmızı-karalı renklerle stadyumu dolduran taraftarlar, sezonun en güzel atmosferini yaşattı. Gençlerbirliği’ni İlhan Cavcav döneminden bu yana yakından takip ediyorum. Bu başarı ile yakalanan fırsat mutlaka değerlendirilmeli. Tribünlerde oluşan sinerji Süper Lig’e taşınmalı.
Ankara, sanayinin ve ticaretin başkenti. Gençlerbirliği ise bu kez, geçmişte yaşadığı finansal krizleri geride bırakacak desteği erkenden bulmalı. Sponsorluk anlaşmaları şimdiden gündeme alınmalı. Hem kent içinde hem dışında güçlü bir birliktelik sağlanarak, kulübün altyapı gücü de artırılarak Gençlerbirliği, yeniden Süper Lig’de kalıcı olmalı.
Gelelim Ankaragücü’ne…
MKE Ankaragücü’nün şu anki durumunu anlamak ve anlatmak gerçekten zor. TSYD Ankara Kupası öncesinde sohbet ettiğim Ankaragücü Başkanı İsmail Mert Fırat, sezonun ekonomik açıdan çok zorlu geçeceğini ifade etmişti. Bazı kulüplerin transfer piyasasını şişirdiğini ve bu gidişatın sağlıksız olduğunu özellikle vurgulamıştı.
Her şeye rağmen Ankaragücü’nün eldeki şartlarla kötü bir kadro kurduğunu söylemek haksızlık olur. Ancak sezonun iyi yönetilmediği, saha dışındaki sıkıntıların sahaya yansıdığı açık. Ankara futbolunun önemli isimlerinden Teknik Direktör Mustafa Kaplan, zor bir dönemde sorumluluk aldı. Takımı toparladı, önemli puanlar kazandırdı. Eğer bu sezon kulübü ligde tutmayı başarırsa, gerçekten “sihirli bir değneği” olduğuna inanmamak elde değil.
Ankaragücü yıllardır çıkmaz sokaklara giriyor; bitmeyen ekonomik sorunlar, yönetimsel dağınıklık ve istikrarsızlık kulübün yakasını bırakmıyor. Bu kısır döngüden çıkmanın yolu hâlâ tam anlamıyla bulunmuş değil.
Gençlerbirliği’nin açtığı umut kapısı, Ankaragücü’nün mücadele azmiyle birleşirse, başkent yeniden Türk futbolunun merkezinde yan yana mücadele edebilir.