Rengârenk duvarlar, şehirlerin gri yüzünü renklendirirken, bir yandan da tartışmaların odağında oluyor. Türkiye’de graffiti, bir sokak sanatı olarak kabul görmek isterken, kimi zaman da vandalizm ve suç algısıyla karşılaşıyor. Bu ince çizgide, sanat mı yoksa yasa dışı bir eylem mi olduğu tartışması yıllardır sürüyor. Özellikle gençler arasında popüler olan bu ifade biçimi, toplumda farklı tepkilere yol açıyor. Oysa 'sanat' dendiğinde sınırların yok olduğunu düşünürüz. Özellikle genç kitlenin tercih ettiği 'sokak sanatı' bir komşunun duvarında 'karalamalar' gibi göründüğünde toplumda başka sorunlar çıkarabiliyor. Kimisi notalarla, kimisi figürlerle anlatırken içindeki çığlıkları; bazıları da sokak sanatına başvuruyor.

Graffiti, kökeni 20. yüzyılın ortalarına uzanan, özellikle hip-hop kültürüyle bütünleşmiş bir sokak sanatıdır. İstanbul’dan İzmir’e, Ankara’dan Bursa’ya pek çok şehirde gençler ve sanatçılar, boş duvarları kendilerine tuval yaparak mesajlarını, duygularını ifade ediyor. Ancak Türkiye’de kamu malına izinsiz yapılan boyamalar, vandalizm olarak kabul ediliyor ve ceza yaptırımlarıyla karşılaşabiliyor.

Birçok graffiti sanatçısı, bu renkli ifadelerin toplumsal bir dil olduğunu, şehirlerin monotonluğunu kırdığını ve gençlerin sesini duyurduğunu savunuyor. Öte yandan, bazı vatandaşlar ve yerel yönetimler, graffitiyi “çirkin”, “kamu düzenini bozan” ya da “suç” olarak görüyor. Özellikle tarihi yapılar ve kültürel miras alanlarına yapılan boyamalar bu tepkileri artırıyor.

İzinsiz boyama ve tahribat suç sayılıyor

Türkiye’de graffiti konusunda yasal düzenlemeler genellikle vandalizm kapsamında ele alınıyor. TCK’ya göre izinsiz boyama ve tahribat suç sayılıyor. Bu nedenle, pek çok şehirde belediyeler ve güvenlik güçleri, izinsiz graffiti yapanlara karşı müdahale ediyor, bazı durumlarda da sanatçılar gözaltına alınabiliyor.

Ankara'nın prestij kupası TSYD Ankara Kupası
Ankara'nın prestij kupası TSYD Ankara Kupası
İçeriği Görüntüle

Ancak son yıllarda bazı belediyeler, graffitiye karşı tutumlarını yumuşatarak, belli alanlarda izin verip sokak sanatçılarına destek vermeye başladı. İstanbul’un bazı ilçelerinde, duvarların belirli bölümleri sanatçılara açılarak renkli ve yaratıcı çalışmalara alan tanınıyor. Bu uygulama, hem sanatçılar hem de yerel yönetimler arasında bir uzlaşma zemini oluşturuyor.

Graffiti ulusal bir kültürel ifade

Grafitinin gençler arasında popülerliği, sosyal medyanın da etkisiyle giderek arttı. Instagram, TikTok gibi platformlarda yapılan sokak sanatı paylaşımları, sanatçıların daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlıyor. Bu da graffitiyi, sadece yerel değil, ulusal bir kültürel ifade biçimi haline getiriyor.

Ancak gençler arasında “yasadışı” graffitiye karşı da eleştiriler var. Bazıları, izinsiz yapılmanın hem yasal sorunlara yol açtığını hem de sanatın değerini düşürdüğünü düşünüyor. “Sanat, saygı gerektirir” diyenler, graffiti alanlarının düzenlenmesini ve izin mekanizmalarının geliştirilmesini talep ediyor.

Türkiye’de graffiti tartışmaları, şehirlerin görünümünü, gençlerin kendini ifade etme biçimini ve yasal sınırları bir arada sorgulatmaya devam ediyor. Sanat mı yoksa suç mu olduğu, toplumun farklı kesimlerinde farklı yanıtlar bulsa da, bu renkli tartışmanın şehir hayatının canlılığına katkısı olduğu bir gerçek.

Kaynak: Rabia Şahin