Kolon kanseri, genellikle ileri yaş hastalığı olarak bilinse de, son yıllarda 50 yaş altındaki kişiler arasında giderek yaygınlaşıyor. Uzmanlar, özellikle Batı tarzı beslenmenin bu yükselişte önemli bir rol oynadığını vurguluyor. İşlenmiş gıdalar, rafine karbonhidratlar, ilave şeker ve doymuş yağ içeren beslenme alışkanlıkları, gençlerde kolon kanseri riskini artırıyor. Buna karşın, meyve, sebze ve tam tahıl tüketiminin düşük olması riski daha da yükseltiyor.
Obezite ve bağırsak toksinleri kanser riskini artırıyor
Araştırmalar, obezitenin sadece kalp hastalıkları ve diyabetle değil, bağırsaklarda kronik iltihaplanma ve DNA’ya zarar veren toksinlerin artmasıyla kanser riskini tetiklediğini ortaya koyuyor. Özellikle E. coli bakterisinin ürettiği kolibaktin adlı toksinin kolon hücrelerinin DNA’sına doğrudan zarar verdiği ifade ediliyor.
Uzmanlar, 50 yaş altındaki mide-bağırsak kanserlerinin görülme sıklığının arttığına dikkat çekiyor. 1990 sonrası doğanlarda kolon kanserine yakalanma riski, 1950 doğumlulara kıyasla iki kat; rektum kanserine yakalanma riski ise dört kat daha fazla. Ayrıca, obez kadınların erken başlangıçlı kolon kanserine yakalanma ihtimalinin neredeyse iki kat arttığı belirtiliyor.
Teşhis gecikince tedavi zorlaşıyor
Genç hastalarda teşhis genellikle geç konulduğu için tedavi süreci zorlaşıyor. Uzmanlar, erken tarama yöntemlerinin yaygınlaştırılması ve genç yaş gruplarına yönelik özel tarama protokollerinin geliştirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Ayrıca, erken yaşta görülen mide-bağırsak kanserlerinin biyolojisini anlamanın, daha etkili önleme ve tedavi stratejileri geliştirmek için kritik önemde olduğu belirtiliyor.
Uzmanlar, gençleri işlenmiş gıdalardan uzak durmaya, düzenli egzersiz yapmaya ve alkol-sigara tüketimini sınırlamaya teşvik ederek kolon kanseri riskini azaltabileceklerini söylüyor. Sağlıklı beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri, gençlerde kolon kanseriyle mücadelede önemli adımlar olarak öne çıkıyor.