Sağlık

Bilkent Şehir Hastanesi Mavi Oda İnovasyon Merkezi ile cerrahi eğitimde çığır açıyor

Ankara Bilkent Şehir Hastanesi bünyesinde kurulan Mavi Oda İnovasyon Merkezi, yapay zeka ve artırılmış gerçeklik destekli cerrahi simülasyonlarla asistan hekimlere dünya standartlarında eğitim sunuyor. Türkiye’de kamu hastaneleri içinde ilk olan merkez, ulusal ve uluslararası düzeyde büyük ilgi görüyor.

Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’nde hayata geçirilen Mavi Oda İnovasyon Merkezi, sağlık teknolojileri alanında çığır açıyor. Türkiye'de kamu hastaneleri içerisinde bir ilk olan merkez, yapay zeka ve artırılmış gerçeklik destekli cerrahi simülasyon sistemleriyle asistan hekimlerin kapalı cerrahi eğitimine büyük katkı sunuyor. Laparoskopik cerrahi eğitimi almak isteyen asistanlar, bu alanda son teknoloji simülatörlerle donatılmış bir ortamda eğitimlerini sürdürüyor.

Koordinatör Başhekim Prof. Dr. Levent Öztürk, Mavi Oda sayesinde geçmişte yalnızca yurt dışında alınabilen bu eğitimlerin artık bir kamu hastanesi bünyesinde erişilebilir olduğunu belirtti. Türkiye'nin en büyük inovasyon merkezi olma özelliği taşıyan Mavi Oda, yıllık 180 bin ameliyatın yapıldığı Bilkent Şehir Hastanesi’nde 2 bin 300 asistan hekimin kapalı cerrahide uzmanlaşmasına katkı sağlıyor.

“Bu merkez Türkiye’de bir ilk”

Yaklaşık 4 bin yatak kapasiteli Bilkent Şehir Hastanesi’nde kurulan Mavi Oda, genel cerrahi, üroloji ve kadın doğum başta olmak üzere birçok branşta asistan hekimlerin eğitimine ev sahipliği yapıyor. Prof. Dr. Levent Öztürk, “Burada yaklaşık 20 adet eğitim box’ımız var. Asistanlar, hastalar üzerinde işlem yapmadan önce bu alanlarda simülasyon eğitimi alıyor. Daha sonra ise uzman hekimlerin gözetiminde gerçek ameliyatlara katılıyorlar. Bu merkez, Türkiye’de bir ilk olmasının yanı sıra, kamu hastanelerindeki en büyük inovasyon merkezi olma özelliğini de taşıyor” dedi.

Uluslararası düzeyde eğitim sunuluyor

Türkiye'de laparoskopik cerrahinin 1980’lerin sonlarında uygulanmaya başlandığını hatırlatan Prof. Dr. Öztürk, “Geçmişte bu tür eğitimlerin verildiği merkezler yoktu. Artık bu merkez sayesinde asistanlarımızın eğitim süresi kısalıyor, becerileri gelişiyor. Ulusal düzeyde olduğu kadar uluslararası başvurulara da açığız. Genel cerrahi, üroloji, kadın doğum gibi ana branşların yanı sıra yakın gelecekte kardiyoloji, kalp damar cerrahisi ve gastroenteroloji gibi alanlarda da bu imkânları sunmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

“Eskiden ameliyathane camından öğrenmeye çalışırdık”

Genel Cerrahi Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Ali Coşkun da simülasyon merkezinin cerrahi eğitimdeki önemine dikkat çekti:
“Laparoskopi gibi karmaşık cerrahi tekniklerin yaygınlaştığı bu dönemde, bu tür bir simülasyon merkezi asistanlar için büyük bir avantaj. Daha önce ameliyathane camlarından bakarak bir şeyler öğrenmeye çalışırdık. Şimdi birebir, sesli ve görselli ortamda, önceden deneyim kazanıyorlar. Bu durum hekim açısından özgüven, hasta açısından ise güvenli bir tedavi demek.”

“Karton kutulardan teknoloji odalarına”

Üroloji alanında laparoskopik cerrahinin yaygın kullanımına dikkat çeken Bilkent Şehir Hastanesi Üroloji Kliniği’nden Prof. Dr. Tolga Karakan da geçmiş dönemlerle bugünü karşılaştırdı:
“Asistanlık dönemimizde karton kutulara yerleştirdiğimiz web kameralarla çalışıyorduk. Ancak görüntü gecikmesi ve kalite düşüklüğü gibi sorunlar vardı. Bugün geldiğimiz noktada, dünya standartlarında cihazlarla eğitim veriyoruz. Bu büyük bir dönüşüm.”

“Tavuk etiyle dikiş çalıştığımız günlerden bu noktalara geldik”

Kadın Doğum Hastanesi Başhekim Yardımcısı Opr. Dr. Gonca Türker Ergün ise simülasyon merkezinin kadın doğum asistanları için büyük bir şans olduğunu belirterek şunları söyledi:
“15-20 yıl önce tavuk etiyle kutularda dikiş çalışırdık. Yastıklarda sütür denemeleri yapardık. Bugünse birebir ameliyat ortamını simüle eden bir merkezde eğitim alma imkânımız var. Bu gelişim sayesinde laparoskopik cerrahiyi bilmeyen kadın doğum uzmanı neredeyse kalmadı. Enfeksiyon riski azaldı, hasta ertesi gün taburcu olabiliyor. Asistanlarımız, bu merkezde yeterli eğitimi aldıktan sonra gerçek ameliyatlara katılıyor. Bu da hem sağlık hizmeti kalitesini hem de eğitim düzeyini yükseltiyor.”