Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, Terörsüz Türkiye ile ilgili, “Bir evladımızın saçının teline zarar gelmesin, ne bedel ödeyeceksek ödeyelim. Başımızın üstüne. Memlekette bir haneye daha hüzün düşmesin, ne bedel ödeyeceksek ödeyelim. Ama sizin bedel dediğiniz, devleti, milli birliğimizi haleldar ediyorsa, şehidi şühedayı rencide ediyorsa sizin yaptığınız bu işte yanlışlık var. Onu da milletinize soracaksınız. Bu işi çözmek istiyorsanız anahtarı referandum. Evlatlarımızı vuranlara sordunuz, evlatları vurulanlara da soracaksınız. Milletinize hesap vereceksiniz. Bu yetkiyi kullanmaya hakkınız yok” dedi.
Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, çeşitli ziyaretlerde bulunmak üzere Tokat’a geldi. Ağıralioğlu’na başkanlık divanı üyelerinin yanı sıra, Tokat İl Başkanı Hakan Ahmet Bice ve diğer partililer eşlik etti. Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen Halk Buluşması’na katılan Ağıralioğlu, burada yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:
TÜRKİYE’DEKİ LİDERLİĞİNE İTİRAZIMIZ VAR
“Başımızda bir dünya lideri var. Dünyanın muhtelif yerlerinde Sayın Erdoğan’ın ismi anılınca hayır duaları var. Bizim, onun Türkiye’deki liderliğine itirazımız var. Dünya liderliği Türkiye’nin itibarıdır. Ama bizim dünya liderimizin Türkiye’deki karnesine itirazımız var. İtirazın üzerine yürüyoruz. 2025 yılında yaşadığımız sorunları milletimize reva gördüğünüz dertleri milletimiz için yük görüyoruz. 23 yıldır sizi sevdiği kadar hiç kimseyi sevmedi bu millet. Esnaf, iş adamı, çocuklar… Herkes korkuyor sizden. Siz milletinize ne yapıyorsunuz ki, millet sizden korkuyor. Kendi cebinizden mi veriyorsunuz ki, insanlar sizin onlara verdiğiniz imkanları vermenizden endişe edip susmayı, görünmemeyi, ortalıkta dolanmamayı tercih ediyorlar. Bu yönetim diye bize sunduğunuz hukuksuzluğa itirazımız var.
SİZ USTA OLDUNUZ, BİZ FAKİR OLDUK!
Yaptıklarınıza bakıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı; ‘eskiden çıraktım sonra kalfa oldum, şimdi ustalık dönemim de yetki istiyorum’ dedi. Verin yetkiyi görün etkiyi diye bugün tecrübe ettiğiniz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini öyle savunuyordunuz. Bu gördüğümüz etki, bize şöyle söyletiyor. Çıraklık döneminizde bolluk gördük. Keçiören’deki dubleks de, makam arabaları satarken, parmağınızdaki yüzükle gördük sizi. Başımıza ne geldiyse ustalık döneminizde geldi. Ustalık döneminizi böyle görünce, keşke hep çırak kalsaydınız diyesi geliyor insanın. Siz çırakken biz zengindik. Siz usta oldunuz, biz fakir olduk. Siz usta oldunuz, haram helal birbirine karıştı.
BİZE DEVLET EMANET EDİLİR
İkide bir diyor ki; ‘bir muhalefet görmeden ölüp gideceğim.’ Seni bu dertten kurtaracağız Sayın Cumhurbaşkanım. İktidar gördü ki, söz veriyoruz, tutmasak ta millet bizi tutuyor. CHP’yi millet sinesine şikâyet edip, biz gidersek onlar geliyorlar diye milleti korkutuyorlar. Kendi maharetsizliklerine, muhalefetin zayıflıklarını kalkan ediyorlar. Bu döneme de son vereceğiz. Diyorsunuz ki meydanlar da; ‘bunlara memleket mi emanet edilir?’ Şimdi Sayın Cumhurbaşkanım bizin için deyin ki; ‘Bu Anahtar Parti’ye devlet mi emanet edilir?’ Edilir Cumhurbaşkanım. Bize millet, hazine verilir. Devleti devlet gibi ederiz. Artık size ‘bunlara oy mu verilir’ deme imkanı bırakmayacağız. Devletin, milletin düşmanlarına bir gün gülmedim.
ELİNİZDEKİ DEVLET İRADESİNİ ÖCALAN’IN LEHİNE KULLANDINIZ!
Ben Tokat Meydanına evlatlarınızın katilini, meclise davet etmiş gibi bir utançla gelmedim. Siyasette herkesin yaptığı, beraber olduğu her şey belli oldu. Herkes kendine yakıştırdığıyla beraber olacak. Biz kendimize yakıştırdığımız yerde durduk hayatımız boyunca. Bir gün dost dediğimize bir gün düşman, bir gün düşman bellediğimizi sonra dost bellemedik. Evlatlarımızın katilinden medet ummadık, onları meclise davet etmedik. ‘DEM’leniyorsunuz’ demek kolaydı. Şimdi devlet elinizde. Elinizdeki devlet olma iradesini Öcalan’ın lehine kullandınız. Meclis’e gel diye davet ettiğiniz, kurucu önder diye teşekkür ettiğiniz alçak, Türk devletinin 41 yıldır düşmanı. Alan açıyorsunuz, açtığınız alanı bölücüler şöyle dolduruyorlar: Korucularla ilgili ileri geri konuşuyorlar. ‘Ellerindeki silahları alın, bir tane mal değneği verin, mal davar işi yapsınlar’ diyorlar. PKK’ya karşı korucularımız zaten mal davar işi yapıyorlar. Ellerindeki silahları sizin gibi malı, davarı sizi gütmek için kullanıyorlar.
YAPTIĞINIZ YANLIŞLARIN HİÇBİRİNDEN DERS ALMIYOR MUSUNUZ?
Valilerinizi kurban veriyorsunuz. Süreç yönetiyorsunuz. Süreç dediğiniz iş; konuşmaya başladığınız andan itibaren devletin varlığına, Lozan’a, anayasaya, güvenlik güçlerimize yük oluyorsa… Siz bir süreci devletimiz koruyarak, güvenlik güçlerimizi, valimizi koruyarak bir iş yapmayı beceremiyor musunuz? Daha önce yaptığınız yanlışların hiçbirinden ders almıyor musunuz? Utanmadan dün söylediklerinizin tersini söylüyorsunuz. Cumhurbaşkanı, ‘Altılı Masanın altında DEM var, gelirlerde Öcalan’ı serbest bırakacaklar’ dedi. Meğerse, Kılıçdaroğlu’nun kendilerinden önce bırakmasından korkuyorlarmış. Size milletiniz böyle yetki vermedi.
EVLATLARI VURULANLARA DA SORACAKSINIZ!
Referandum istiyoruz. Evlatlarımızı vuranlara sordunuz, evlatları vurulanlara da soracaksınız. Milletinize hesap vereceksiniz. Sayın cumhurbaşkanı da Devlet Bey de bilsin. Biz bir nöbet hattındayız. Mesuliyetini alacağımız yere yürüyoruz. Neyi koruyacağımızı biliyoruz. Bu kadar yetkiyle bu hale getirdiğiniz memleketi toparlamak için geliyoruz.
BU YETKİYİ KULLANMAYA HAKKINIZ YOK
Tayyip Bey’in 2002 de söyledikleri söyleyerek ben parti kuruyorum şimdi. Ayağa kaldırılacak bir Türk yurdu var. Bizim sizinle münakaşa edecek zamanımız yok. Tayyip Bey’e de Devlet Bey’e de Allah sağlık versin. Er meydanında güreşi pehlivan gibi tutacağız. Referandum diyoruz. Bu yetkiyi kullanmaya hakkınız yok. Yetkiyi şöyle aldınız; ‘aziz milletimiz bize yetki verin canlarını okuyacağız’ dediniz. Şimdi can oldunuz onlara. ‘PKK’ya umut hakkı’ diyorsunuz. Çocuklarınızın katiline umut hakkından yararlanma vaat ediyorsunuz. Buna yetkiniz yok. Referandum yapacaksınız. Bu dediklerinizi tam tersini diyerek yetki istediniz.
MEMLEKET SİZİN DENEME TAHTANIZ DEĞİL
Devlet Bey’e soruyorum: PKK’dan bir barış havarisi çıkarmaya niyetlendiniz. 99’da aklınız neredeydi? Madem Öcalan’la konuşarak oluyordu, İmralı heyetini Kandil’e, Kandil heyetini meclise, meclis heyetini de devletin kuruluş umdelerine bulaştırarak bu sorunu çözeceğinize inanıyordunuz 26 yıldır milletin evlatları niçin ölüyor? Aklınız neredeydi? Tayyip Bey 2013 de çözmeye çalışıyordu, bu dediklerinizle, o zaman Tayyip Bey’e niçin sövdünüz? Memleket sizin deneme tahtanız değil.
ANAHTAR REFERANDUM
Terörsüz Türkiye elbette! Bir evladımızın saçının teline zarar gelmesin, ne bedel ödeyeceksek ödeyelim. Başımızın üstüne. Memlekette bir haneye daha hüzün düşmesin, ne bedel ödeyeceksek ödeyelim. Ama sizin bedel dediğiniz, devleti, milli birliğimizi haleldar ediyorsa, şehidi şühedayı rencide ediyorsa sizin yaptığınız bu işte yanlışlık var. Onu da milletinize soracaksınız. Anahtar referandum. Bu işi çözmek istiyorsanız anahtarı referandum. Bu işi milletinize soracaksınız. PKK kongresi toplantın dediniz, şehitler kongresi de toplansın mı? Mezarlıklarda büyümüş evlatlarınız dinleyin.
TERÖR ÖRGÜTÜNÜN BAŞINDAKİ ALÇAĞA NE GEREKÇEYLE TEŞEKKÜR EDİYORSUNUZ?
PKK, Kürtleri bizden koparmasın diye en değerli varlıklarımızı veriyoruz 41 yıldır. Siz, kurucu öndere teşekkür ediyorum lafını neye istinat ediyorsunuz? Bu kurucu önder dediğiniz, insan hakları derneğini mi kurdu? Sosyal yardımlaşma derneği mi kurdu? Terör örgütünün başındaki alçağa ne gerekçeyle teşekkür ediyorsunuz? Müzakere dediğiniz şeyi adam gibi yapmayı öğreneceksiniz. Bu devleti böyle ayakta tutamazsınız.
VERDİKLEİR SÖZLERİ TUTAMADIKLARI İÇİN BİZ PARTİ KURDUK
“Bizim partimizi kurduran Devlet Bey ile Tayyip Bey’dir. Memlekete verdikleri sözleri tutamadıkları için biz partimizi kurduk. Sözlerini tutamadılar, memleketi abat edemediler, adaleti sağlayamadılar bu dertlerin sebebi oldular, biz onlar yüzünden parti kurmak zorunda kaldık.”
Anahtar Parti Lideri Yavuz Ağıralioğlu’nun konuşmalarının ardından, Tokat il binası açılışı yapıldı. Dualar eşliğinde kurdeleler kesildi ve hatıra fotoğrafı çektirildi. Ağıralioğlu, daha sonra parti binasını gezdi.