Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, Samsun’da gençlerle bir araya geldi. Ağıralioğlu, “PKK’ya silah bıraktırmanız yetmez. Türk gençliğini, sesinizi kısan bir şey var; KCK’nın içine dahil olduğu bir narko terör hattı var. Dünyanın en büyük uyuşturucu organizasyonu, suç örgütü. PKK’ya silah bıraktırmaktan çok daha büyük bir tehdit var. Siyasetin bununla ilgili hiçbir gündemi yok. Cumhurbaşkanı diyene kadar, Devlet Bey diyene kadar bu işleri kimse ciddiye almaz” dedi.
Ağıralioğlu, “Bir ananın feryadını duymak zorundadır devlet. Sizin gençlik teşkilatı olarak mesuliyetiniz; yarın yöneticisi olacağınız devletin analarının feryadını duymak zorundadır. Terörsüz Türkiye diye konuşmak kolaydır. Terörsüz Türkiye diye elinde bırakacak silahı kalmamış PKK’nın, elinde olmayan silahlarla siyaset avunmaktadır” diye konuştu.
Ağıralioğlu, Lozan ile ilgili de “Siyasi bölücülüğün hedefi Lozan’ı kaldırmaktır. Lozan bu memleketin tapusudur. Devlet millet varlığımızın teminatıdır. Hassasiyetlerimiz vardır, bu hassasiyetlerimizden bir milim oynamayacağız” diye konuştu.
***
Anahtar Parti Lideri Yavuz Ağıralioğlu, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nda Samsun’a çıktı... Anahtar Parti Gençlik Kolları tarafından düzenlenen Gençlik Sempozyumu'na katılan Ağıralioğlu’na başkanlık divanı üyeleri, Gençlik Kolları Başkanı Ahmet Murat Hatabay, Samsun il ve ilçe teşkilatı yöneticileri ile diğer partililer eşlik etti. Ağıralioğlu, sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada şunları söyledi:
SİZ MİLLETİNİZİN ANAHTARISINIZ
“Güzel bir günde Samsun’dayız. 19 Mayıs’ta Samsun’da olmak önemli bir anlam ifade ediyor. Gençliğimiz anahtardır, anahtarımız gençliktir. 1919’da başlamış mücadelenin cumhuriyetle taçlanmış, devlet bulmuş emanet edildiği bir gençliktir. Siz milletinizin anahtarısınız. Kırıldık, toparlayacak olanlarsınız, yorulduk koşacak olanlarsınız, hedefi tutturamadık tutturacak olanlarsınız, hazineyi dolduramadık dolduracak olanlarsınız.
SİYASET TOPARLAMAYACAKSINIZ, MEMLEKET TOPARLAYACAKSINIZ
Kurtuluş Savaşı’nın kurmay kadrosu, aslında bir avuç gençti. İmparatorluk yıkılırken, bir millet doğduğu topraklarda, bir avuç genç yeniden devletin, milletin imkânı olabilmeyi başarmıştır. Gençler, hangi cephede öldüğünü bilmez zamanlarda sıkışmışken memleketin istikbaline yürüdüler. Bugün bu salonlarda bize toplanabilme imkanını verdiler. Memleket için mücadele etmeye karar vermiş herkesin Samsun’dan başlamasının bir anlamı var. Siyaset toparlamayacaksınız, memleket toparlayacaksınız. Toparlamak zorunda olduğunuz, omzunuza yük diye düşmüş vatan, biz vazifelerimizi hakkıyla yapamadığımız için sizin üstünüzde daha büyük yüklerle duruyor. Ama Kurtuluş Savaşı’nın kurmay kadrosundakilerden daha büyük değil yükleriniz. Ne düşman karşısına çıkacak silah, ne haberleşme anlamında bir fırsat, ne de ayağa kaldırabilecek bir organizasyon vardı. Şimdi altına memleket mücadelenizi koymaya çalıştığınız vatanın sorunları var. Bir kısmını sizin üstünüze bırakamamak için bizde sizinle omuz omuza olacağız. Halledebildiklerimizi beraber halledeceğiz, halledemediklerimizi sizin omuzlarınıza memleketin hallettiği günler için dua edeceğiz. Beraber memleket kavgası vereceğiz. Memleketimiz uzunca zamandır çözmek zorunda olduğu sorunları çözemedi. Çözemediği için üstüne, beka sorunu haline gelen mühim dertler eklendi. Siyaset koltuk konuşurken, bir sonraki seçimi konuşurken, sizler bin yıl sonrasına yetebilen sağlıklı bireyler konuşacaksınız.
PKK’YA SİLAH BIRAKTIRMAKTAN ÇOK DAHA BÜYÜK BİR TEHDİT VAR!
Bir ananın feryadını duymak zorundadır devlet. Sizin gençlik teşkilatı olarak mesuliyetiniz; yarın yöneticisi olacağınız devletin analarının feryadını duymak zorundadır. Terörsüz Türkiye diye konuşmak kolaydır. Bu Terörsüz Türkiye diye elinde bırakacak silahı kalmamış PKK’nın, elinde olmayan silahlarla siyaset avunmaktadır. Her partinin evladını PKK silahla vuruyor. Şimdi bırakacak silah kalmadı, hepsini aldı devlet. Şimdi Terörsüz Türkiye diye aslında başka bir yere baktırıyorlar bize. PKK’ya silah bıraktırmanız yetmez. Türk gençliğini, sesinizi kısan bir şey var; KCK’nın içine dahil olduğu bir narko terör hattı var. Dünyanın en büyük uyuşturucu organizasyonu, suç örgütü. PKK’ya silah bıraktırmaktan çok daha büyük bir tehdit var. Herkese ulaşabilen, neredeyse kuryelerle getirilebilen, bulamayınca bizi dehşete düşüren cinayetler var. Siyasetin bununla ilgili hiçbir gündemi yok. Cumhurbaşkanı diyene kadar, Devlet Bey diyene kadar bu işleri kimse ciddiye almaz.
MİLLİ GÜVENLİK KURULU KARAR ALSIN
Öcalan gelsin kürsüde konuşsun, umut hakkından yararlansın dediği gibi, ben şimdi şöyle demesini istiyorum. ‘Milli Güvenlik Kurulu karar alsın, Cumhurbaşkanı imzalasın. Türkiye’nin birinci sorunudur, madde bağımlılığı’ densin. Devletin piramidi, muhtarından cumhurbaşkanlığına kadar her tarafa devletin iradesi yetişebilsin. Tayyip Bey desin, o demiyorsa Devlet Bey desin. ‘9 Milyon madde bağımlılığında evlatlarını kaybeden bir toplum ayakta kalamaz. Bunu beka sorunu sayıyorum’ desinler bakalım.
MEMLEKET MÜCADELESİNE SAF TUTUYORUZ
Çocuk okutuyorsunuz, atanamayan öğretmenler bağırıyor. Çocuklar işe giremiyor, ülkeyi terk ediyor siyasetçiler bağırıyor. Ülkeyi bu hale getiren yönetim maharetsizliğinden kurtaracağız. Biz siyasi kavgaya saf tutmuyoruz. Biz memleket mücadelesine saf tutuyoruz. Biz kocaman bir aileyiz. Sorunlarımız var, sorunlarımızı çözmezsek devletimizin, milletimizin istikbaline dair tehlikeler var. Çocuklarımıza hayal kurdukları bir memleket sunamazsak, Türk milletinin beka sorunu var.
HER PARTİDEN BİR PARTİ DEĞİLİZ
Bizden öncekiler yapamadı, mahcubiyet bize düştü. Biz, bizden öncekilerin mahcubiyetiyiz. Biz, onların yerine de özür dileyeceğiz. Her partinin yapmak için söz verdiği, başaramadığı halde umursamadığı her şeyi umursamak sizde. Biz her partiden bir parti değiliz. İçinizden devleti, milleti omuzlayacak, güçlü yarınları inşa edecek kahramanlar çıkaracağız. Ölenleri büyük, kalanları küçük bir millet değildir. Ölenler kadar kalanlarında büyük olmak zorunda olduğu bir millettir. Türkler kurtaran millettir, kurtulan millet değildir. Ne zamanki Türk milleti kendini kurtarmaya çalışıyorsa Türk milleti vazifelerini aksatmış demektir.
MİLLET BİZDEN TUTUNUP KURTULMAK İSTİYOR
Cumhuriyeti, vatanı, sınırlarımızı, çocuklarımızı koruyacağız. Çocuklarımıza öngörebilecekleri bir vatan sunacağız. Adaletin herkes için eşit uygulanabileceği bir Türkiye kuracağız. Bugün sizlerin omuzlarının üstüne bu kadar yük düşmesinin sebeplerini asla unutmayacağız. Ne kadar dert varsa saydığınız, vazifesini doğru yapamamış siyasetçiler yüzündendir. Biz mesulüz. Millet bizden tutunup kurtulmak istiyor. Siz bir kefaret kadrosusunuz. Herkesin kabahati bizde. Bizi ne ilgilendirir diyenlerin tarifi değilsiniz siz. Bu memlekette ne varsa hepsi sizinle ilgili, sizde onlarla ilgilisiniz. Bizi ilgilendirmez, bizden öncekiler yaptı diyemezsiniz. Sizin milletiniz, sizin vazifeniz. Ayağa kaldırmak zorunda olan sizsiniz.
ÖLEREK DEĞİL YAŞAYARAK MÜCADELE EDECEKSİNİZ
Güzel zamana kurulduk. 23 yıllık iktidar kudretini bitirdiği için, size, bize bir yol kaldı. Diğer bütün yollar denenmiş ama yol bitmiştir. Dokunduğunuz feryat ediyor. Atanamayan öğretmenler, staj mağdurları, sözleşmeli erler, asgari ücretliler… Kim varsa herkes dertli. Herkes bağırıyor. Herkesin bağırdığı memleketin adı Türk yurdu olamaz. O yüzden sizin, bizim boynumuza borç. Tayyip Bey bahtlı bir siyasetçidir. 23-25 senesi geçti. Bizim o kadar bahtımız olmaz. Bizim 1 hakkımız var, verdimiz sözleri tutabilmek için. O hakkınızı doğru kullanırsanız, milletin umudundan hissenize bir daha itimat var. Yoksa bir daha dönüp bakmaz bize millet. Siz yorulmazsanız bu millet ayağa kalkamayacak. Yorulmak zorundasınız. Ölerek değil, yaşayarak mücadele edeceksiniz.
LOZAN VURGUSU
Siyasi bölücülüğün hedefi Lozan’ı kaldırmaktır. Lozan bu memleketin tapusudur. Devlet millet varlığımızın teminatıdır. Hassasiyetlerimiz vardır, bu hassasiyetlerimizden bir milim oynamayacağız.”