Ege ve Akdeniz bölgesinde yaşanan orman yangınları sonrası kamuoyunda sıkça dile getirilen “kızılçam yerine zeytin, ceviz, badem fidanı dikilsin” önerilerine bilim insanlarından uyarı geldi.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Biyolojik Çeşitlilik Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden Dr. Yasin İlemin, kızılçamın bu coğrafyaya özgü, yangına ve kuraklığa dayanıklı bir tür olduğunu belirterek, “Bu ağaçlar hiç müdahale edilmese dahi 3 yıl içinde kendini toparlayabiliyor. Oysa zeytin, badem gibi türler sürekli bakım ve sulama ister. Dağ başında bu bitkileri yaşatmak mümkün değil” dedi.

Kavurucu sıcaklar geldi: 40 dereceye dikkat!
Kavurucu sıcaklar geldi: 40 dereceye dikkat!
İçeriği Görüntüle

İlemin, zeytin ve ceviz gibi türlerin yetiştiği yerlerin, kızılçamın bulunduğu yüksek rakımlı ve kurak alanlardan farklı olduğuna dikkat çekerek, “Bu tür öneriler bilimsel gerçeklikten uzak ve yatırım israfına yol açar” değerlendirmesinde bulundu.

“Kızılçam Anadolu’nun en kadim ağaçlarından biridir”

Bazı çevrelerce kızılçamın Türkiye'ye Marshall yardımlarıyla getirildiği iddialarını da eleştiren Dr. İlemin, “Kızılçam bu topraklarda milyonlarca yıldır var. Marshall planı henüz yokken de kızılçamlar vardı. Bunlar, Doğu Akdeniz Havzası’nın doğal ormanıdır. Ekosistem hizmetleri çok büyüktür” diye konuştu.

Ormanlarda ‘kenar etkisi’ artıyor

Dr. İlemin, ormanların sadece yangınla değil, insan faaliyetleriyle de baskı altında olduğunu ifade ederek, “Kenar etkisi dediğimiz olgu çok arttı. İnsanlar, ormanların içlerine kadar giriyor. Enerji hatları, yol çalışmaları ve yerleşim baskısı yangın riskini artırıyor. Artık yangın öncesi alışkanlıklarımızı gözden geçirmeli, yerleşimlerle doğal alanlar arasında tampon bölgeler oluşturmalıyız” dedi.

Uzmanlardan “ağaç dikelim” çağrılarına da uyarı

İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay da, yangın sonrası “hemen fidan dikelim, tohum saçalım” çağrılarına temkinli yaklaşılması gerektiğini belirtti. “Yanan ormanlar için inceleme yapılmadan rastgele fidan dikmek, genetik kirliliğe ve hastalık riskine yol açabilir” diyen Tolunay, mevcut kızılçamların tohumlarının toprağa dökülmesinin beklenmesi gerektiğini vurguladı.

“Kızılçam değil, insan yangın çıkarıyor”

Tolunay, kızılçamı yangınların sebebi gibi göstermek isteyenlere de şu sözlerle yanıt verdi:

“Kızılçam değil, insanlar yangın çıkarıyor. Bu, sigaranın sebep olduğu akciğer kanserinden akciğeri sorumlu tutmak gibi bir mantıktır. Doğaya zaman verilmeli ve gözlemlenmelidir.”

Makiler ve kızılçamlar kendini yeniliyor

Uzmanlara göre; yanan kızılçam ormanları ve makilik alanlar kısa sürede doğal olarak yeniden yeşeriyor. Maki bitkilerinin kökleri canlı kaldığı için ilkbaharda 1–1,5 metre boyuna ulaşan sürgünler verebiliyor. Kızılçam ise kozalakları sayesinde tohumlarını yangına rağmen koruyabiliyor.

Kuzey Ormanları Savunması tarafından yapılan açıklamada da, “Ormanlar yeniden yeşerene kadar toprağını da savunmalıyız. Ağaçlandırma yerine yanan alanın koruma altına alınması ve doğanın kendini yenilemesi beklenmelidir” denildi.

Kaynak: DHA