Yunanistan’ın bu girişiminin yeni olmadığı, geçen yıl da benzer bir duyuru yaptığı hatırlatılan açıklamada, Türkiye’nin 9 Nisan 2024’te bu konudaki resmi tutumunu kamuoyuyla paylaştığı ve bu görüşlerin bugün de geçerliliğini koruduğu belirtildi.
Bakanlık, Yunanistan’ın deniz parkı ilanı aracılığıyla “egemenliği uluslararası antlaşmalarla kendisine devredilmemiş ada, adacık ve kayalıkların” statüsünü fiilen kabul ettirmeye çalıştığını ifade ederek, bu çabaların dün olduğu gibi bugün de geçersiz olduğunu belirtti.
“Uluslararası deniz hukuku işbirliğini teşvik eder”
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Ege ve Akdeniz gibi kapalı ya da yarı kapalı denizlerde tek taraflı tasarruflardan kaçınılması gerekmektedir. Uluslararası deniz hukuku, söz konusu denizlerde kıyıdaş devletler arasında çevre konuları dâhil işbirliğini teşvik etmektedir.”
Türkiye’nin Ege Denizi’nde kıyıdaş bir devlet olarak çevrenin korunması ve ortak kaynakların yönetimi konusunda Yunanistan’la işbirliğine açık olduğu ifade edilirken, çevreci söylemlerin siyasi emellere kılıf yapılmasının kabul edilemez olduğu vurgulandı.
Türkiye'den çevre hamlesi geliyor
Türkiye’nin de çevreyi korumaya yönelik benzer deniz projeleri hazırlığında olduğu belirtilen açıklamada, bu projelerin yakın zamanda kamuoyuyla paylaşılacağı bildirildi.
Açıklamada son olarak, 7 Aralık 2023’te imzalanan Atina Bildirgesi hatırlatılarak, Türkiye'nin, Yunanistan’la olan sorunları "uluslararası hukuk, hakkaniyet ve iyi komşuluk" ilkeleri temelinde çözme yönündeki samimi yaklaşımını sürdürdüğü kaydedildi.