Liselere Geçiş Sistemi (LGS) ve Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) öncesinde öğrencilerde kaygı düzeyi artıyor. Bu dönemde sınav stresiyle başa çıkabilmenin büyük önem taşıdığına dikkat çeken Güven Çayyolu Tıp Merkezi’nden Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Özge Çelik Büyükceran, hem öğrencilere hem de ailelere yol gösterici açıklamalarda bulundu.
“Sınav süreci sadece bilgi değil, psikolojik dayanıklılığı da test eder”
Sınav döneminin yalnızca akademik bilgiyle sınırlı olmadığını vurgulayan Uzm. Dr. Büyükceran, “Bu süreç, öğrencilerin psikolojik dayanıklılığını da sınar. Zaman yönetimi, motivasyonu koruma, sağlıklı beslenme ve uyku düzeni gibi unsurlar başarıyı doğrudan etkiler” dedi.
Kaygıyı yönetmek başarıyı artırıyor
Sınav kaygısının belli düzeyde normal olduğunu belirten Büyükceran, “Kaygı, doğru yönetildiğinde motive edici olabilir. Ancak nefes darlığı, çarpıntı, mide sorunları gibi fiziksel belirtilerle kendini gösteren aşırı kaygı, öğrencinin verimli çalışmasını engelleyebilir. Böyle durumlarda zaman kaybetmeden profesyonel destek almak gerekir” ifadelerini kullandı.
Sınav stresiyle başa çıkmak için 5 temel öneri
Uzm. Dr. Büyükceran, öğrencilerin psikolojik olarak güçlü kalmaları için şu 5 öneriyi sıraladı:
-
Gerçekçi hedefler belirleyin: Ulaşılabilir ve kısa vadeli planlar, öğrencinin kendini baskı altında hissetmesini önler. Haftalık ya da günlük programlarla adım adım ilerlenmelidir.
-
Zaman yönetimini öğrenin: Son haftalara büyük konu yığınları bırakmak yerine sistemli çalışmak gerekir. Bu, hem kaygıyı azaltır hem de öğrenmeyi kolaylaştırır.
-
Sosyal ve fiziksel aktiviteleri ihmal etmeyin: Ders çalışmaya ara verip kısa yürüyüşler yapmak ya da sevdiklerle vakit geçirmek zihinsel rahatlama sağlar.
-
Düzenli uyuyun: Gece geç saatlere kadar çalışmak yerine düzenli uyku alışkanlığı, zihinsel ve fiziksel enerjiyi artırır.
-
Olumsuz düşünceleri sorgulayın: “Başaramayacağım” gibi düşünceler yerine “Elimden gelenin en iyisini yapıyorum” gibi işlevsel yaklaşımlar benimsenmelidir.
Ailelere sınav sürecinde büyük rol düşüyor
Öğrencilerin kaygısını azaltmada ailelerin tutumunun kritik rol oynadığını söyleyen Uzm. Dr. Büyükceran, “Sınavı sürekli hatırlatmak ya da notlarını sorgulamak yerine çocuklara güven vermek çok daha etkili olur. Sınav, tek başarı ölçütü değildir. Öğrencinin ruhsal sağlığı da en az akademik başarı kadar önemlidir” dedi.
Son haftalarda tempoyu dengede tutun
Sınava kısa bir süre kala yeni konu öğrenmeye çalışmak yerine tekrar yapmanın daha faydalı olacağını belirten Büyükceran, “Öğrenciler bu dönemde uyku düzenlerine sadık kalmalı, sağlıklı beslenmeli ve rutinlerini korumalıdır” uyarısında bulundu.
“Süreç odaklı olun, sonuç değil”
Sınav kaygısının çoğu zaman sınavdan çok sonuca odaklanmaktan kaynaklandığını dile getiren Uzm. Dr. Büyükceran, “Ailelerin ‘Ya kazanamazsam?’, ‘Ailem ne der?’ gibi düşüncelere odaklanan çocuklarını, sonuca değil sürece yönlendirmeleri gerekir. Beklentiler, sınav stresini doğrudan etkiler. Öğrencinin çabasına güvenmek ve bunu hissettirmek en etkili destek biçimidir” dedi.
“Sınav bir son değil, bir dönüm noktası”
Sınavların yalnızca başarı değil, gelişim süreci olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Büyükceran, “Sınavlar hedeflere ulaşma yolunda birer adımdır. Öğrenciler bu süreçte özgüvenlerini kaybetmeden, planlı ve odaklı çalışmayı sürdürmelidir” değerlendirmesinde bulundu.