Güven Hastanesi Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Uğur Ural, kan ve kök hücre bağışının sadece bir iyilik değil, doğrudan hayat kurtaran bir eylem olduğunu söyledi. “Bir ünite kanla üç kişiye can verebilirsiniz” diyen Prof. Dr. Ural, 18-65 yaş aralığında ve 50 kilogramın üzerinde olan her sağlıklı bireyin düzenli olarak kan bağışında bulunması gerektiğini ifade etti.

Kan bağışı tamamen güvenli bir işlem

Prof. Dr. Ural, erkeklerin 90, kadınların ise 120 günde bir kan verebileceğini belirterek, bağış işleminin ortalama 30-35 dakika sürdüğünü aktardı. Tüm işlemlerin tek kullanımlık, steril malzemelerle gerçekleştirildiğine dikkat çeken Ural, “Bu nedenle bağış sırasında hastalık bulaşma riski yoktur” dedi. Her bağışta yaklaşık 450 ml yani bir ünite kan alındığını kaydeden Ural, bağışlanan kanın hemen kullanılmadığını, öncelikle HIV, Hepatit B ve C ile Sifiliz gibi hastalıklar açısından test edildiğini söyledi.

Şizofreni lamalarla tedavi edilebilir!
Şizofreni lamalarla tedavi edilebilir!
İçeriği Görüntüle

Prof. Dr. Ural, bağışlanan kanın eritrosit, trombosit ve plazma olmak üzere üç ana bileşene ayrılarak saklandığını ve uygun koşullarda hastanelere ulaştırıldığını belirtti. Türkiye’de en yaygın kan grubunun yüzde 39 oranıyla A Rh pozitif olduğunu ifade eden Ural, bir insanda ortalama 5 litre kan bulunduğunu da hatırlattı.

Aferez yöntemiyle trombosit bağışı mümkün

Aferez cihazı aracılığıyla yapılan trombosit bağışına da değinen Prof. Dr. Ural, bu yöntemde sadece trombositlerin ayrıldığını, kalan kan bileşenlerinin bağışçıya geri verildiğini açıkladı. Damar yapısı uygun olan ve yakın zamanda bazı ilaçları kullanmamış kişilerin bu yöntemi tercih edebileceğini belirten Ural, “Bu yöntemle haftada iki defayı geçmeyecek şekilde, yılda en fazla 24 kez trombosit bağışı yapılabilir” bilgisini paylaştı.

Kök hücre bağışı, lösemi ve lenfoma hastalarına umut

Kök hücre bağışı konusunda da önemli bilgiler aktaran Prof. Dr. Ural, 18-50 yaş aralığındaki sağlıklı bireylerin, HIV, Hepatit B ve C, Sifiliz gibi enfeksiyon hastalıkları ile kanser geçmişi olmayan bireylerin TÜRKÖK’e kök hücre bağışında bulunabileceğini belirtti. Kök hücrelerin, özellikle lösemi, lenfoma ve kemik iliği yetmezlikleri gibi kan hastalıklarının tedavisinde kullanıldığını ifade eden Ural, verici ile alıcı arasında “HLA” adı verilen doku uyumunun gerekli olduğunu kaydetti.

En yüksek doku uyumu ihtimalinin kardeşler arasında olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ural, aile içinde uygun eşleşme bulunamaması durumunda TÜRKÖK sistemi üzerinden gönüllü taraması yapıldığını belirtti. Uyumlu bir gönüllü bulunduğunda, TÜRKÖK yetkililerinin bağışçı ile iletişime geçtiğini ve ayrıntılı sağlık kontrollerinin ardından bağış sürecinin başlatıldığını dile getirdi.

Bağışın genellikle aferez cihazıyla ve damar yolu kullanılarak yapıldığını vurgulayan Prof. Dr. Ural, bu işlemin bağışçı açısından hiçbir risk taşımadığını sözlerine ekledi.

Kaynak: DHA