İzmir ve Ege Bölgesi’nde yağışların mevsim normallerinin altında kalması, kavurucu sıcaklıklarla birleşince tarımsal üretimde önemli sorunlara yol açtı. İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, sulama ihtiyacının arttığı bu dönemde barajların doluluk seviyelerinin yetersizliğine dikkat çekerek, çiftçilerin yer altı sularına yöneldiğini ancak bu kaynakların da tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu vurguladı. “Bu döngü kırılmazsa bazı bölgelerde tarımsal faaliyetler tamamen durma noktasına gelebilir” dedi.
Su kaynağındaki azalma, verim ve kaliteyi düşürüyor
Pamuk, mısır, domates gibi yüksek su ihtiyacına sahip ürünlerin gelişim sürecinde yaşanan kuraklığın, hem fiziksel yapı hem de üretim potansiyeli açısından ciddi gerilemelere neden olduğunu belirten Kestelli, özellikle pamukta lif kalitesi, mısırda dane iriliği gibi kalite göstergelerinde düşüşlerin net şekilde gözlemlendiğini ifade etti. Buğday ve arpa gibi hububat ürünlerinde de dane tutumu zayıf kaldığı için verim kayıplarının yaşandığını belirtti.
Vahşi sulama İzmir’in verimli topraklarını tehdit ediyor
Kestelli, İzmir’de halen yaygın olarak kullanılan vahşi sulama yönteminin suyun yaklaşık yüzde 60’ının buharlaşma ve sızma yoluyla kaybolmasına neden olduğunu, bunun da sadece israfa değil aynı zamanda toprakta tuzlanma ve çevresel tahribata yol açtığını söyledi. “Bu altyapı ve yöntemle devam edilirse İzmir’in verimli tarım alanları birkaç on yıl içinde üretimden düşebilir” ifadelerini kullandı.
“Zaman daralıyor, birlikte hareket etmeliyiz”
Tarımda kuraklıkla mücadele için kısa, orta ve uzun vadeli adımların atılması gerektiğini vurgulayan Kestelli, eğitim, modern sulama sistemlerine geçiş ve su odaklı yeni bir tarım politikasının önemine dikkat çekti. “Bitkiye ihtiyacı kadar su sağlayan akıllı sistemler ve yapay zekâ tabanlı uygulamalar yaygınlaştırılmalı. İzmir, 240 farklı ürün deseniyle tarımda örnek bir kent ama bu potansiyeli korumak için artık suyu nasıl kullandığımızı sorgulamalıyız” diye konuştu.
