İzmir’in başlıca içme suyu kaynaklarından olan Tahtalı Barajı’ndaki su seviyesi, kritik eşiğe geriledi. Geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 50 oranında azalan baraj doluluğu, 14 Haziran itibarıyla yüzde 13,56 olarak ölçüldü. Toplam su hacmi 58,5 milyon metreküp, kullanılabilir su hacmi ise yaklaşık 40 milyon metreküp seviyesine düştü.
Geçen yıl aynı tarihte barajda 100 milyon metreküp su bulunduğu, doluluk oranının ise yüzde 28,06 olduğu kaydedildi.
“Kuraklık geliyor demedik, geldi!”
Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, dünyada 2020’den itibaren başlayan kuraklığın etkilerinin İzmir’de de derinden hissedildiğini belirtti. “Beklenen kuraklık geldi ve bu sefer biraz uzun sürdü. Ancak asıl neden kontrolsüz su kullanımı. Suyumuzu bilimle yönetmiyoruz” dedi.
Prof. Dr. Yaşar, Türkiye’nin yağış ortalamalarında büyük bir değişiklik olmadığını ancak nüfus artışı ve kötü su yönetiminin etkilerinin baraj seviyelerine yansıdığını söyledi. “90 milyona yaklaşan nüfusa artık yağmur yetmiyor” diyerek, özellikle tarımda sulama sistemlerinin gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
“Yeni rekor kapıda”
2008’de baraj seviyesinin yüzde 2’ye kadar düştüğünü hatırlatan Prof. Dr. Yaşar, bu yıl da benzer bir tabloyla karşılaşılabileceğini belirtti. Günlük su kullanımının geçtiğimiz yılki gibi 200-220 bin metreküp civarında olması durumunda, eylül ayında yüzde 2’nin altına inilebileceği uyarısında bulundu. Daha düşük tüketim senaryosunda bile barajın yüzde 5-6 seviyelerine gerileyebileceğini ifade etti.
“Suyu keyfi kullanıyoruz”
Yaz aylarında artan su tüketimine dikkat çeken Prof. Dr. Yaşar, kişi başı tüketimin kışın 130 litreyken yazın 200 litreye çıktığını ve bunun nedeninin bahçe sulama, balkon yıkama, araç temizliği gibi keyfi kullanımlar olduğunu belirtti. Ayrıca, Gördes Barajı’nda da suyun kritik seviyelere düştüğünü ve yer altı sularının da bilinçsizce tüketildiğini söyledi.
“Gri su tarımda kullanılmalı”
İzmir’deki arıtma tesislerinden çıkan gri suların denize bırakıldığını, bunun yerine tarımda değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Yaşar, "Su partiler ve politikalar üstüdür. Bilimsel planlama yapılmazsa gelecekte daha büyük krizlerle karşılaşırız" uyarısında bulundu.