Açıklamada, Altaylı'nın yayın sırasında yöneltilen “Cumhurbaşkanı Erdoğan ömür boyu görevde kalmalı mı?” sorusuna verdiği yanıtın suç unsuru taşıdığı ifade edildi. Altaylı’nın, Osmanlı padişahlarına yapılan suikastları ve boğulmaları örnek vererek yaptığı açıklamalara dikkat çekilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“...Yakın geçmiş değil uzak geçmişe bak, bu millet padişahını boğmuş bir millettir. Az buz değildir öldürülen, suikasta kurban giden Osmanlı padişahı... Suikast demeyelim de, komploya kurban giden veyahut boğazlanan veya intihar etti süsü verilen Osmanlı padişahı.”
Bu sözlerin, doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik yöneltilen bir soru üzerine sarf edildiğine dikkat çeken İletişim Başkanlığı, “Altaylı’nın tarihi bir anekdot aktardığı iddiası gerçeği yansıtmamaktadır. İfadenin bağlamı ve anlamı açıkça ortadadır” denildi.
“Tehdit suçunun ifade özgürlüğü kapsamında gösterilmesi yanlıştır”
Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesi uyarınca “tehdit”in açık bir suç olduğu vurgulanan açıklamada, bu tür ifadelerin “ifade özgürlüğü” çerçevesinde savunulmasının hukuki bir karşılığının bulunmadığına işaret edildi. Başkanlık, “Hukuk devletinde suç teşkil eden eylemler karşısında hukukun üstünlüğü esastır ve herkes için bağlayıcıdır” ifadelerine yer verdi.
Gözaltı ve tutuklama süreci hukuki çerçevede yürütüldü
Altaylı’nın gözaltına alınma sürecinin Ceza Muhakemeleri Kanunu’na uygun olarak gerçekleştiği belirtilen açıklamada, usulsüzlük iddialarının “tamamen dezenformasyon” olduğu ifade edildi. Ayrıca, soruşturma makamlarının Türk Ceza Kanunu'nun 310/2 ve 106/1. maddelerine dayanarak tutuklama talebinde bulunduğu, Sulh Ceza Hakimliği’nin de “fiili saldırı kapsamına giren tehdit suçunun oluştuğu” gerekçesiyle tutuklama kararı verdiği kaydedildi.
“Yargı bağımsızdır, süreç manipüle edilmemelidir”
İletişim Başkanlığı, Türkiye’de yargı süreçlerinin bağımsız mahkemeler tarafından yürütüldüğünü hatırlatarak, adli makamların tüm işlemleri hukuki temellere dayandırarak gerçekleştirdiğini vurguladı. Açıklama, “Altaylı’nın tutuklanma süreciyle ilgili kamuoyunu yanıltan açıklama, yorum ve yayınlar gerçeği saptırmakta ve yargı bağımsızlığına zarar vermektedir” uyarısıyla son buldu.
