Bakan Fidan, programda yaptığı açıklamada, “Bana ağır arsenik ve cıva verildi. Bir yerde olmuş, sonra tahlillerde ortaya çıktı” diyerek, olayın ciddiyetini gözler önüne serdi. Kendisini hedef alan girişimin kim tarafından yapıldığı sorusuna ise dikkat çeken bir yanıt verdi: “O detaylara girmeyelim. O dışarılarda olan konular. Sadece içeride düşman yok, her yerde düşman var.”
Zehirli buharla sinsi saldırı
Olayın ardından kaleme aldığı yazıda bazı kritik detaylara yer veren Yeni Şafak gazetesi yazarı Yahya Bostan, suikast girişiminin yurt dışında gerçekleştiğinin tahmin edildiğini ve yöntemin "cıva buharı" ile zehirleme olduğunu aktardı. Yazıya göre, Fidan olay sonrası iki yıl süren bir tedavi sürecinden geçti ve bu sürecin sonunda tehlikeyi atlattı.
Zamanlama dikkat çekiyor: 2020-2021 arası
Bostan’ın analizine göre, suikast girişimi Türkiye’nin Doğu Akdeniz, Libya, Karabağ ve Suriye-Irak hattında aktif dış politika yürüttüğü, uluslararası gerilimin yüksek olduğu 2020 ya da 2021 yıllarında gerçekleşti. O dönemde Türkiye, bölgesel etkisini artırmak için askeri ve diplomatik hamleler yapıyor, aynı zamanda çok uluslu bazı yapılarla da karşı karşıya kalıyordu.
Ankara’da hedefteki karar alıcılardan biri
Hakan Fidan, uzun yıllar Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanlığı görevini yürütmüş, Türkiye’nin kritik güvenlik politikalarının oluşturulmasında ve sahada uygulanmasında aktif rol oynamıştı. Bakanlığı sürecinde de benzer etki alanını sürdüren Fidan’ın hedef alınması, güvenlik çevrelerince “Türkiye'nin karar alıcılarına yönelik organize saldırıların bir parçası” olarak değerlendiriliyor.
Diğer suikastlar açıklanmadı
Bostan, yazısında Türkiye'nin önde gelen başka aktörlerinin de benzer girişimlere maruz kaldığını, ancak bu vakaların henüz kamuoyuna açıklanmadığını vurguladı.