Toplantının ardından yapılan yazılı açıklamada, Türkiye’nin ekonomik dönüşüm sürecinde sahip olduğu avantajlara dikkat çekilerek, “Ülkelerin gelecekteki yönünü, karşılaşılan zorluklara verilen tepkiler kadar, zorlukları fırsata dönüştürmeye yönelik atılan adımlar belirleyecektir. Bu dönüşüm sürecinde Türkiye oldukça avantajlı bir konumdadır” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, Türkiye’nin genç ve dinamik nüfusuna, güçlü sanayi ve üretim altyapısına, stratejik coğrafi konumuna ve Avrupa ile Asya arasında kurduğu ekonomik bağlara vurgu yapıldı. Bu unsurların, Türkiye’ye küresel ölçekte önemli fırsatlar sunduğu belirtilerek, kalkınma politikalarında bu potansiyelin değerlendirileceği mesajı verildi.
Ekonomik istikrarın ve sürdürülebilir büyümenin temel hedef olduğu vurgulanan açıklamada, mali disiplinden taviz verilmeden enflasyonla mücadelenin sürdürüleceği belirtildi. Üretken kapasitenin artırılması, yatırım ve ihracat odaklı politikaların güçlendirilmesi ile istihdamın desteklenmesi için güçlü bir koordinasyon içerisinde çalışıldığı kaydedildi.
Kurulun değerlendirmesine göre, mevcut ekonomi programının kısa vadeli etkileri özel sektör ve ilgili paydaşlarla birlikte istişare edilerek ele alınıyor. Bu etkilerin sınırlanması için gerekli tüm tedbirlerin alındığı ifade edilerek, “Ekonomide dengeli ve kapsayıcı bir büyümeye kararlılıkla devam edilecektir” mesajı verildi.