Bilim insanları, Dünya’nın derin denizlerinde yaşayan ve adeta uzaylıları andıran mikroorganizmaları inceleyerek, evrende yaşamın nasıl var olabileceğine dair ipuçları arıyor. Bu araştırmalar, insanlığın en kadim sorusu olan “Evrende yalnız mıyız?” sorusuna ışık tutabilir.

Europa: Dünya dışı yaşamın en güçlü adaylarından biri

Dünya dışı yaşam arayışında en güçlü adaylardan biri, Jüpiter’in dördüncü büyük uydusu Europa. Europa’nın yüzeyi kalın bir buz tabakasıyla kaplı. Ancak bilim insanları, bu buzun altında tuzlu su okyanuslarının bulunabileceğini öne sürüyor. NASA’nın gözlemleri, Europa’nın buz kabuğunun 15 ila 25 kilometre kalınlığında olabileceğini ve altındaki sıvı okyanusun 150 kilometre derinliğe ulaşabileceğini gösteriyor.

Europa’yı yaşanabilir kılan bir diğer önemli unsur ise, uydunun okyanus tabanına ısı ve mineraller sağlayabilecek sıcak bir çekirdeğe sahip olma ihtimali.

Massachusetts Amherst Üniversitesi’nden mikrobiyolog James Holden, Cosmos dergisine verdiği röportajda, “Kendi gezegenimizden yola çıkarak, Europa’nın yaşamı destekleyebilecek koşullara sahip olabileceğini düşünüyoruz” diyor.

Türkiye’nin internet yolculuğu: Dijital çağın 34 yıllık dönüşümünde akademiden altyapıya büyük atılım
Türkiye’nin internet yolculuğu: Dijital çağın 34 yıllık dönüşümünde akademiden altyapıya büyük atılım
İçeriği Görüntüle

Uzaylı yaşamın izleri

Holden, uzayın derinliklerinden ziyade, Dünya’nın henüz tam anlamıyla keşfedilmemiş bir alanı olan derin okyanus tabanına odaklanıyor. Ona göre, binlerce metre derinlikte bulunan hidrotermal bacalar, başka dünyalarda yaşamın nasıl olabileceğini anlamak için en ideal yerlerden biri.

“1988’den beri derin deniz volkanlarını inceliyorum” diyen Holden, hidrotermal bacalardan mikropları toplamak için bazen insanlı, bazen robotik denizaltılarla deniz yüzeyinin yaklaşık 1,5 kilometre altına indiklerini ve örnekleri laboratuvar ortamında analiz ettiklerini aktarıyor.

NASA, Holden’ın ekibine 3 yıllık proje için yaklaşık 1 milyon dolar bütçe ayırdı. Bu araştırma, Europa’daki potansiyel yaşamın nasıl izlenebileceği ve hangi işaretlerin aranması gerektiği konusunda bilim dünyasına yol gösterici olacak.

Holden, “Europa’daki koşullar, Dünya’daki hidrotermal mikropların yaşadığı koşullara benziyor olabilir. Bu yüzden Europa’da yaşam varsa, büyük olasılıkla bizim hidrotermal mikroplarımıza benzer organizmalar olacaktır” diyor.

Hidrotermal mikropların enerji kaynağı

Dünya’daki derin deniz mikropları, hidrotermal bacalardan çıkan hidrojeni parçalayarak enerji üretiyor ve bu süreçte “hidrogenaz” adı verilen enzimleri kullanıyor. Farklı hidrogenaz türleri, hücrelerde çeşitli işlevler üstleniyor.

Holden’ın ekibi, Dünya’daki bu mikropları inceleyerek, kimyasal yapısı farklı olan bir dünyada mikropların nasıl enerji üretebileceğini anlamaya çalışıyor. Holden, “Europa’daki mikropların enerji üretebilmek için hangi kimyasal süreçleri kullanabileceğini çözmemiz gerekiyor” diyor ve ekliyor: “Farklı kimyasal ortamlar çok farklı mikropların ortaya çıkmasına yol açabilir.”

Europa Clipper göreviyle yeni veriler geliyor

NASA’nın Ekim 2024’te fırlattığı Europa Clipper uzay aracı, 5 yıllık görev süresi boyunca Jüpiter’in bu uydusu hakkında detaylı gözlemler yapacak. Elde edilen veriler, Holden’ın Dünya’daki araştırmalarıyla birlikte, Europa’da gerçekten yaşam olup olmadığına dair somut kanıtlar sunabilir.

James Holden’ın ifadesiyle, “Gezegenimizin ötesinde yaşam olup olmadığını ve bu yaşamın nasıl işlediğini bilmek uzun zamandır ilgimizi çekiyor. Belki de bu sırrın cevabı kendi gezegenimizde saklıdır; bu çok heyecan verici.”

Kaynak: Haber Merkezi