Evrenin günümüzde Büyük Patlama’dan sonraki dönemlere kıyasla beklenenden çok daha hızlı genişlemesi, bilim dünyasının en büyük bilmecelerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Ancak yeni araştırmalar, bu soruna şaşırtıcı bir çözüm öneriyor: Dünya, Güneş Sistemi ve Samanyolu Galaksisi, evrenin geri kalanına göre daha hızlı genişleyen devasa bir kozmik boşluğun merkezinde olabilir.
Hubble geriliminin ardındaki sır
Evrenin genişleme hızını belirleyen “Hubble sabiti” ölçümleri, erken evren ve günümüz arasında tutarsızlıklar gösteriyor. Uzak ve eski ışık kaynaklarından elde edilen veriler, günümüzdeki ölçümlerden farklı değerler ortaya koyuyor. Bu durum, “Hubble gerilimi” olarak adlandırılıyor ve evrenin ne kadar hızlı genişlediği konusunda bilim insanlarını zorlayan bir problem teşkil ediyor.
Boşluğun içinde olma ihtimali
Araştırmalara göre, Dünya’nın içinde yer aldığı düşünülen bu boşluk, yaklaşık bir milyar ışık yılı çapında ve evrenin ortalama madde yoğunluğundan yaklaşık yüzde 20 daha az madde içeriyor. Böyle bir bölgede madde az olduğu için yerçekimi etkisiyle nesneler boşluğun kenarlarına doğru çekiliyor. Bu da gözlemcilerin, yani bizim, uzak cisimlerin daha hızlı uzaklaştığı izlenimine kapılmasına neden oluyor.
Bu radikal hipotez, eğer doğrulanırsa, evrenin hızla genişlemesini açıklamak için bugüne kadar öne sürülen “Karanlık Enerji” gibi ek kavramlara ihtiyaç kalmayabilir. Ayrıca, Dünya’nın bu boşluğun merkezine yakın bir konumda olma ihtimalinin, boşluğun dışında bulunma ihtimaline göre 100 milyon kat daha fazla olduğu belirtiliyor.