Yazıda, İsrail'in tüm savaş suçlarını işlediği, Filistin topraklarında “soykırım cinneti”ne kapıldığı ve İran’a yönelik saldırının “kanıt ya da provokasyon olmadan” gerçekleştiği vurgulandı. Batı ülkelerinin ise bu sürece “kolaylık sağladığı” ve “zulme ortak olduğu” belirtilerek, özellikle G7 ülkelerinin tavrı eleştirildi.
“Orta Doğu’nun en büyük istikrarsızlık kaynağı İsrail”
Yazıda, İsrail'in bölgede istikrarsızlık yaratan başlıca aktör olduğuna dikkat çekilerek, “Orta Doğu'da İsrail kadar büyük bölgesel istikrarsızlık ve terör kaynağı olan hiçbir ülke yok.” ifadesine yer verildi. İsrail’in Gazze’yi yerle bir ettiği, işgal altındaki Batı Şeria’da artan katliamlar gerçekleştirdiği, Suriye ve Lübnan’da da hedef gözetmeksizin saldırılar düzenlediği hatırlatıldı.
Nükleer çifte standart vurgusu
Analizde, İsrail'in nükleer silah sahibi olmasına rağmen bu konuda uluslararası denetime kapalı kalmasının yarattığı çelişki öne çıkarıldı. İsrail'in, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'nı (NPT) imzalamadığı, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun (UAEA) denetimlerini reddettiği ve buna rağmen İran’a “nükleer silah üretme ihtimali” bahanesiyle saldırdığı belirtildi. Bu durumun uluslararası hukuk ve diplomasi açısından kabul edilemez bir çifte standart olduğu ifade edildi.
“Batı, İsrail’in zulmünü meşrulaştırıyor”
Yazıda, Batılı ülkelerin İsrail’e karşı sergilediği taraflı tutum da açık şekilde eleştirildi. İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği katliamların Batı medyasında yeterince yer bulmadığı, aksine “İsrail’in kendini savunma hakkı” söyleminin yaygınlaştırıldığına dikkat çekildi.
The Guardian, Batılı devletlerin bu tavrının, “Filistinlilerin ve İranlıların hayatlarını değersiz görmesine” dayandığını ileri sürdü. İsrail’i eleştiren seslerin bastırıldığı, muhalefetin “şeytanlaştırıldığı” bir ortam yaratıldığı da analizde yer buldu.
“Aynı savaş çığırtkanlığı bu kez İran’da”
The Guardian’daki yazı, geçmişte Irak, Afganistan ve Libya’daki savaşlara öncülük eden Batılı aktörlerin bugün aynı hatayı İran karşısında tekrarlamak üzere olduğunu belirtti. “Geçmişteki katliamların amigoları, şimdi daha fazlasını savunmak için ortalıkta dolaşıyor.” ifadeleriyle eleştirilen Batılı liderler, “soykırımcı, yayılmacı ve nükleer silahlı İsrail’i mağdur gibi göstermekle” suçlandı.
Uluslararası kamuoyuna çağrı
Yazı, hem Batılı kamuoyuna hem de uluslararası insan hakları kuruluşlarına açık bir çağrıyla son buldu: İsrail’in uluslararası hukuku ihlal eden eylemlerine karşı sessizlik bozulmalı, uluslararası normlar herkes için eşit şekilde uygulanmalı.