DMM tarafından yapılan yazılı açıklamada, söz konusu iddiaların sistematik biçimde dolaşıma sokularak kamuoyunun yanıltılmak istendiği belirtildi. Açıklamada bu içeriklerin, Türkiye’nin insani değerler temelinde yürüttüğü dış politikayı çarpıtmayı amaçlayan bir dezenformasyon kampanyasının parçası olduğu vurgulandı.
“Etnik ya da mezhebi ayrımcılık yok, esas olan insan onuru”
Açıklamada, Türkiye’nin dış politikasının temelini insan haklarına saygı, uluslararası hukuka bağlılık ve bölgesel istikrar ilkelerinin oluşturduğu ifade edilerek şu ifadelere yer verildi:
“Türkiye, her fırsatta Suriye'nin siyasi birliğine, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne destek vermiştir. Politikamızda etnik, dini ya da mezhebi ayrımcılığa yer yoktur. Esas olan insan onurunun ve temel haklarının korunmasıdır.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da bugüne kadar birçok kez etnik ve mezhebi ayrımcılığı kesin bir dille reddettiği hatırlatıldı.
“Mezhep çatışması yaratmak isteyen odaklara karşı net duruş”
DMM açıklamasında, bazı çevrelerin Suriye’deki hassas demografik yapı üzerinden provokatif senaryolar üretmeye çalıştığına dikkat çekilerek, bu faaliyetlerin Türkiye’nin bölgedeki barış ve istikrar çabalarını hedef aldığı ifade edildi.
“Suriyeli hiçbir topluluk dışlanmamış, mezhebi ya da etnik kimliği ne olursa olsun herkes eşit muamele görmüştür. Türkiye, jeopolitik çıkar hesaplarıyla yürütülen bu kara propaganda faaliyetlerine asla prim vermemektedir.”
“Gerçek dışı içeriklere itibar etmeyin” uyarısı
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, kamuoyunu kasıtlı olarak çarpıtılmış ve teyide muhtaç bilgiler konusunda uyararak, sadece resmî kaynaklardan yapılan açıklamalara itibar edilmesi gerektiğini vurguladı.