Vatandaşın sıkıntılarını tarlada, tezgâhta ve dükkânda dinlediklerini belirten Dervişoğlu, “Türkiye büyük bir plansızlıkla karşı karşıya. Aslında ülke yönetilmiyor” sözleriyle iktidara yüklendi.
“Siyaset halkın içinde yapılmalı”
Kapalı salonlardan değil, halkın içinden konuşulması gerektiğini vurgulayan Dervişoğlu, siyasetin samimi ve hesap verebilir bir çizgide yapılması gerektiğini söyledi. “Çiftçinin derdini tarlasında, işçinin derdini fabrikada, esnafın derdini dükkanında dinliyoruz. Bu dertlere ortak akılla çözüm üretip Meclis’te gündeme taşıyoruz. Bizim işimiz hak aramak, haksızlık karşısında durmaktır” dedi.
“Kırıcı değiliz, hak arıyoruz”
Konuşmasında toplumun hiçbir kesimini incitmeden eleştirilerini sürdürdüğünü vurgulayan Dervişoğlu, “Kimseye hakaret etmiyoruz, gururunu kırmıyoruz. Derdimiz milletin yaşadığı zorluklar. Bu topraklar dünyanın en bereketli toprakları ama çiftçi emeğinin karşılığını alamıyor. Çünkü Türkiye’de planlama yok. Yeraltı suları çekildi, tarım arazileri sanayiye açıldı. Trakya çiftçisi ürününü tarlada bırakmak zorunda kalıyor” ifadelerini kullandı.
“En büyük felaket plansız yöneticilerdir”
Ülkenin büyük doğal afetler beklemeden de felaketle karşı karşıya kalabileceğini belirten Dervişoğlu, “En büyük afet, planlama yapmadan ülke yönettiğini zanneden siyasetçi tipidir. Bugün iş başında olan iktidar, Türkiye’nin en büyük felaketidir. Bu iktidar gitmeden bu felaket bitmez” diye konuştu.
“Bu düzeni birlikte değiştireceğiz”
Geçmişte çiftçinin alın terinin karşılığını alabildiğini hatırlatan Dervişoğlu, bugün çiftçilerin üretimden koparıldığını söyledi. “Eskiden hasat edilen ürünle çocuk okutulurdu, düğün yapılırdı. Şimdi çiftçi tarlasını bile ekemez halde. Bu düzeni birlikte değiştireceğiz. Kimse kendini yalnız hissetmesin. Ben bu toprakların evladı, bu milletin temsilcisiyim” dedi.