İsrail merkezli Yedioth Ahronoth gazetesinde yer alan haberde, konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan ulusal güvenlik analisti ve eski ABD Hava Kuvvetleri istihbarat subayı Travis Hawley, Demir Kubbe'nin bu tür tehditler için tasarlanmadığını vurguladı.
“Demir Kubbe balistik füzelere karşı birincil savunma değil”
Hawley, sistemin tasarım amacının kamuoyunda yanlış anlaşıldığına işaret ederek, “Demir Kubbe, kısa menzilli roketler ve havan toplarına karşı etkili bir sistem. Özellikle Gazze'den Hamas gibi grupların attığı füzeleri önlemek için geliştirildi. Ancak balistik füzelere karşı görevli olan sistemler Arrow 2 ve Arrow 3’tür. Demir Kubbe bu tehdide karşı yalnızca son çare olarak devreye girer” dedi.
Arrow sistemleri devre dışı kalınca zafiyet oluştu
İsrail’in balistik füze tehdidine karşı ilk savunma hattını oluşturan Arrow 2 ve Arrow 3 sistemlerinin, İran’ın yoğun füze saldırılarında bazı hedefleri engellemede yetersiz kaldığına dikkat çeken Hawley, bu durumun Demir Kubbe'nin üzerine fazladan yük bindirdiğini ifade etti. Bu aşamada devreye giren Demir Kubbe sisteminin ise balistik füzelerin yüksek hız ve menziline karşı etkisiz kaldığı görüldü.
"Yüzde 100 başarı mümkün değil"
Hawley’e göre aynı anda 50 ila 100 balistik füze fırlatılması gibi yoğun saldırı senaryolarında, hiçbir hava savunma sisteminin mutlak başarı sağlaması mümkün değil. Bu durumun sadece Demir Kubbe değil, entegre tüm hava savunma sistemleri için geçerli olduğunu dile getiren uzman, “Bu tür saldırılar karşısında yüksek başarı oranı yakalamak dahi oldukça zordur” ifadelerini kullandı.
İsrail kamuoyunda endişe artıyor
İran’ın 13 Haziran’da başlattığı geniş çaplı saldırılarda, İsrail’in hava savunma sistemlerinin yetersiz kalması, ülkede güvenlik zafiyeti tartışmalarını da beraberinde getirdi. Demir Kubbe’nin daha önce büyük ölçüde başarı sağladığı çatışmalarda halkın güven kaynağı olduğu hatırlatılırken, balistik füze gibi daha karmaşık tehditler karşısında sistemin sınırlarının görünür hale geldiği yorumları yapılıyor.