Türkiye

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Netanyahu, adını Hitler gibi zalimlerin yanına yazdırmıştır!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı Gençlik Forumu'nda yaptığı konuşmada İsrail'in Gazze'de sürdürdüğü saldırılara sert tepki gösterdi.

Gazze'yi "dünyanın en büyük toplama kampı" olarak niteleyen Erdoğan, İsrail’in işlediği vahşetin insanlık suçu olduğunu vurguladı. “Netanyahu ve hükümeti, aylardır şımarıkça işledikleri zulümler nedeniyle adlarını Hitler, Pol Pot gibi zalimlerin yanına yazdırmıştır” ifadelerini kullandı.

“Ambulanslar bile İsrail teröründen kurtulamadı”

Gazze’de yaşanan insanlık dramına dikkat çeken Erdoğan, 622 gündür devam eden saldırıların sivilleri, kadınları ve çocukları hedef aldığını belirtti. İsrail'in uluslararası insancıl hukuku hiçe saydığını vurgulayan Cumhurbaşkanı, “Gazze’de 35 hastane bombalandı, 700’den fazla sağlık kuruluşuna saldırı yapıldı. Ambulanslar bile İsrail teröründen kurtulamadı” dedi.

“İsrail’in haydutluğu durdurulmalı”

İsrail'in açlığı silah olarak kullandığını, insani yardım girişimlerine sistematik şekilde engel olduğunu kaydeden Erdoğan, İsrail'in gözü dönmüş bir şekilde savaş suçu işlemeye devam ettiğini söyledi. “Bu haydutluk ve cinnet hali bir an önce son bulmalı. Eller tetiklerden çekilmeli, daha fazla sivil kaybı olmadan ateşkes sağlanmalı” diye konuştu.

“Netanyahu kadar sessiz kalanlar da suç ortağı”

Erdoğan, Filistin’deki soykırımın baş sorumlusu olarak İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu gösterirken, “21 aydır bu katliamlara sessiz kalan herkes bu suçlara ortaktır” dedi. İsrail üzerindeki nüfuzu olan ülkelerin Netanyahu'nun oyununa gelmemesi gerektiğini vurguladı.

“Yaşasın özgür Filistin”

Konuşmasında Filistin halkının onurlu direnişini selamlayan Erdoğan, “Zalimin karşısında, mazlumun yanında olmaktan asla çekinmedik. Bugün de aynı yerdeyiz. Barış diyoruz, adalet diyoruz, yaşasın özgür Filistin diyoruz” ifadelerini kullandı.

“İslam dünyası birlik içinde olmalı”

İslam dünyasına da çağrıda bulunan Erdoğan, fikir ayrılıklarının bir kenara bırakılması gerektiğini söyleyerek, “Birlik ve beraberlik artık bir seçenek değil, zorunluluktur” dedi.