Hong Kong merkezli South China Morning Post’un (SCMP) haberine göre, Fuzhou Üniversitesi’nden araştırmacılar, insan retinasının ışık uyaranlarına adaptasyon biçiminden esinlenerek tasarladıkları bu sensörle, makine görme sistemlerinde önemli bir engeli aşmayı hedefliyor.
İnsan gözünün karanlık ve aydınlık ortamlara uyum sağlayabilmesi, görme yeteneğinin en dikkat çekici özelliklerinden biri olarak biliniyor. Ancak bu uyum süreci genellikle 2 ila 30 dakika arasında değişiyor. Fuzhou Üniversitesi’nden ekip tarafından geliştirilen yeni biyonik sensör ise aşırı ışık değişikliklerine yaklaşık 40 saniye içinde yanıt verebiliyor.
Araştırmacılar, bu başarının sırrının ışığı elektrik sinyallerine daha verimli dönüştürebilen ve ani ışık değişimlerine kolayca adapte olabilen kuantum noktaları ya da diğer adıyla minik yarı iletken nanokristaller olduğunu ifade etti. Geleneksel makine görme sistemlerinin aksine, bu teknoloji gereksiz veri üretimini azaltıyor ve daha düşük enerji tüketimiyle çalışabiliyor.
Uzmanlara göre, geliştirdikleri bu biyonik sensör sayesinde, otonom araçlardan robotik cerrahi sistemlerine kadar birçok alanda daha hızlı, verimli ve akıllı görme sistemleri geliştirilebilecek.