Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 30 Haziran’da mahkemeden çıkacak kurultay davası kararına kilitlenmişken, eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile mevcut Genel Başkan Özgür Özel arasında gerilim tırmandı.
Gazetecilere konuşan Kılıçdaroğlu, mahkemeden kurultayın iptaline dair “mutlak butlan” kararı çıkması halinde yeniden partinin başına geçeceğini söyledi. Bu durumda görevi kabul etmemenin hukuki karşılığı olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, aksi takdirde CHP’nin kayyum riskiyle karşı karşıya kalacağını öne sürdü.
“CHP kayyuma teslim edilmez. Umarım böyle bir karar çıkmaz ama çıkarsa bu görevi üstlenirim” diyen Kılıçdaroğlu, "CHP'nin DNA'sı ile oynanıyor. Buna izin veremem, veremeyiz" ifadelerini kullandı.
Ancak bu açıklamalara mevcut Genel Başkan Özgür Özel’den sert tepki geldi. “Butlandan sonra görevi kabul etmek tarihsel bir hata olur” diyen Özel, Kılıçdaroğlu’nun “kayyum” ifadesine karşı çıktı:
“Siyasi Partiler Kanunu’nda kayyum değil, çağrı heyeti var. 40 gün içinde seçim yapılır yazıyor. Sayın Genel Başkan kayyum meselesini yanlış biliyor olabilir.”
Özel ayrıca, seçimle gelen bir liderin ancak yeni bir seçimle görevden ayrılabileceğini belirterek, “CHP’yi kurultayda seçilmemiş kimse yönetemez. Partiyi bırakmayız” açıklamasını yaptı.
Gizli görüşme krizi
Kemal Kılıçdaroğlu, kurultay davası öncesinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’la yaptığı özel görüşmenin basına sızmasına da tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, “Bu meseleleri çözmek için görüştük. Karar çıkarsa partiyi kayyuma teslim edemem dedim” ifadelerini kullanarak, şu anda Özgür Özel’le konuşacak bir konu olmadığını söyledi.
“Karar sonrası oturur değerlendiririz. CHP vesayeti kabul etmez” diyen Kılıçdaroğlu, Özel’i görevi devrederken uyardığını, ancak şu anda karar almakta zorlandığını iddia etti.
Özel ise kurultay sürecinde emaneti aldığını ve bu emaneti yere bırakmayacağını vurguladı:
“Ben bana emanet edilen İBB’yi de bırakmadım, CHP’yi de bırakmam. Bu dava süreç odaklıdır, sonuç odaklı değil.”
CHP’de kurultay davasına ilişkin tartışmalar alevlenirken, gözler 30 Haziran’da Ankara 28. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden çıkacak kritik karara çevrildi. Kararın, partinin siyasi geleceğini doğrudan etkileyebileceği değerlendiriliyor.