Türkiye'nin savunma sanayiindeki yükselişinin sadece askeri alanda değil, ekonomik ve diplomatik boyutta da çarpıcı etkiler yarattığını vurgulayan Güler, “Yerli, milli, özgün ve yenilikçi sistemlerimiz ordumuza güç katarken, ekonomimize katkı sunuyor, uluslararası etkinliğimizi de artırıyor” dedi.
Milli bekanın ayrılmaz parçası: savunma sanayii
Konuşmasında, güçlü ve modern silahlı kuvvetlerin ancak gelişmiş bir savunma sanayiiyle mümkün olduğunu vurgulayan Güler, savunma ve güvenliğin geçmişten bugüne ülkeler için vazgeçilmez önemde olduğunu hatırlattı. “Bugünün karmaşık ve belirsiz güvenlik ortamında kalıcı barış ve istikrar, etkin bir savunma kapasitesiyle mümkündür” diyen Bakan, bu alandaki ilerlemenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararlı liderliğiyle mümkün olduğunu söyledi.
“Dünya çapında etki uyandıran bir ekosistem oluşturduk”
Savunma sanayii sektörünün kamu ve özel sektör iş birliğiyle genişleyen güçlü bir yapıya kavuştuğunu dile getiren Güler, Türk savunma sanayiinin artık dünya genelinde dikkatle izlenen bir güç haline geldiğini ifade etti. Güler, bu başarının arkasında yoğun emek, sabır ve yüksek motivasyon bulunduğunu belirterek, “Türkiye, krizlerin çözümüne katkı sağlayan, çok sayıda ülkeyle işbirliği geliştiren ve uluslararası güvenlik mimarisinin korunmasında inisiyatif alan ülkelerin başında geliyor” dedi.
Bakan Güler, IDEF’in sadece bir fuar değil, aynı zamanda küresel barışa katkı sağlamak isteyen ülkeler için önemli bir buluşma noktası olduğunu söyledi. Uluslararası ortaklıkların ve çok taraflı işbirliklerinin artık kaçınılmaz hale geldiği günümüz dünyasında, bu fuarın ülkeler ve şirketler arasında savunma alanında köprüler kurduğunu belirtti.
“IDEF 2025’in amacı, üretici ve müşteriyi bir araya getirerek fikir alışverişine ve deneyim paylaşımına zemin hazırlamaktır. Bu da hem bölgesel hem küresel güvenliğe katkı sağlayacak yeni iş birliklerinin önünü açacaktır” diyen Güler, fuara katılan dost ve müttefik ülke temsilcilerine de teşekkür etti.