Anahtar Parti Lideri Yavuz Ağıralioğlu, İsrail’in gemi müdahalesine ilişkin, “Bir alçağı durduramamak, bir alçaklığı engelleyememek, oradaki mazlumlara yetememek hissemize düştü. Türkler izleme komitesi kurmazlar. İzleme komitesi kuranların imdadına kavuşurlar” dedi. Ağıralioğlu, Nihat Zeybekci’ye de tepki göstererek, “Ticaret ayrı, zulüm ayrı diye konuşma yapılmaz. Münasebetsiz laflar edip bizi zıvanadan çıkarmayın, ağzınıza geldiği gibi konuşmayın. Nihat Bey o dediği lafı katledilmiş çocuklara diyebiliyorsa bize de diyebilir, milletine de diyebilir” ifadesini kullandı.

MHP lideri Bahçeli’den Ferdi Zeyrek için taziye mesajı!
MHP lideri Bahçeli’den Ferdi Zeyrek için taziye mesajı!
İçeriği Görüntüle

İsrail'e gemi tepkisi

“Dün, dünya kamuoyunun dikkatini çekebilen bir İsrail gemi müdahalesi oldu. Vesilesiyle bayramda herhalde ilk anmak zorunda olduklarımız Gazze'deki mazlumlardır. Zulüm yeteri kadar dikkat çekti. Zulüm o kadar fazla dikkat çekti ki bizim Müslümanlığımızı, insanlığımızı, vurulabilecek ne kadar kıymetimiz varsa hepsini vurdular aslında, sadece Gazze'yi vurmadılar. Gazze'de heves ettikleri alçaklık insanlığı vurdu. İnsanlık ölmedi. Hala yaşama emaresi gösteriyor ama bir alçağı durduramamak, bir alçaklığı engelleyememek, oradaki mazlumlara yetememek hissemize düştü. Herkes kamuoyunun dikkatini çekecek açıklama yapabilir. ‘İzleme komitesi kuralım’ diyorlar. Diyorum ki izleme komitesi kurmayalım. İzleme komitesi kursunlar. Türkler izleme komitesi kurmazlar. İzleme komitesi kuranların imdadına kavuşurlar Türkler. Türk milleti yerinde duramadığı için dünyanın her yerinde zulüm vardır. Bir alçağa yetemedik. Bir alçaklığı engelleyemedik. Bir pet şişe düşüremedik.

Bir yerde zulüm varda biz oraya yetemiyorsak, vazifemizi yapmıyoruz demektir

İspanya her türlü takdirin, her türlü teşekkürün üstünde, savaş eşiğine geldi. Neredeyse İsrail'e savaşacak kadar kızdılar. O kadar yürekleri kanadı. İsrail bildiğimiz İsrail'dir. Azgınlığı bildiğimiz azgınlıktır. İnsanlık böyle zamanlarda hep zulme maruz kaldığında göklerden bir merhamet eri gibidir bizim milletimiz. Türkler çok uzunca yüzyıllar her gadre uğrayanın, her zulme uğrayanın başına ilk kavuşan el oldular. Her zulmü durdurmak için kudret oldular. Uzunca yüzyıllar Allah'ın merhametinin temsilcisi oldular. Şimdi ne kadar zayıf olmalıyız ki biz gözümüzün önünde çoluk çocuk demeden katleden bir alçaklığa yetemiyoruz. Dolayısıyla Yemek de göndermek kıymetlidir, su da göndermek kıymetlidir. Hastalarına bakmak da kıymetlidir, gelenlere sofra paylaşmak da kıymetlidir. Bunlar bize yetmez. Bunlar bizim Müslümanlığımıza yetmez. Başkalarının Müslümanlığına yetebilir, bizim Müslümanlığımıza yetmez. Başkalarına yetebilir, bizim Türklüğümüze yetmez. Bir yerde zulüm vardır da biz oraya yetemiyorsak, biz vazifemizi yapmıyoruz demektir.

Utancımızı katmerli hale getirecek açıklama yapmayın!

Nihat Zeybekci'yi de kast ederek söylüyorum, kızdığımı bilsin. Gazze de olan ayrı, kablo ayrı diye konuşma yapılmaz. Ticaret ayrı, zulüm ayrı diye konuşma yapılmaz. Liman değiştirerek, Türkiye'den gitmiyor, Bulgaristan'dan gidiyor diyerek vicdan soğutulmaz. Zaten haysiyetimizi, şerefimizi kurtaramıyoruz. Bari münasebetsiz laflar edip bizi zıvanadan çıkarmayın, ağzınıza geldiği gibi konuşmayın. Zaten hissemize utanç düştü. Bayramda biz kurbanlarımızı kestik, Ümmeti Muhammed'in kurbanı edildiler. İnsanlığın kurbanı edildiler. Biz kurban kestik. Kurban Bayramı’nı tebrik ediyoruz diye toplanmanın bizim için yeteri kadar utancı var. Bir de utancımızı katmerli hale getirecek, vakarınızı kaybettirecek açıklama yapmayın. Tayyip Bey herkese kızıyor. Siz de biraz kızsın lütfen. Bırakın da utancımızı yaşayalım yani.

Nihat Bey o dediği lafı katledilmiş çocuklara diyebiliyorsa, milletine de diyebilir

Bu görülüyor ki ne konuşarak olacak ne protestoyla olacak, ne eylem yaparak olacak. Bu görülüyor ki bir partiyle olmayacak. Bir millet, millet olacak. Bir devlet, devlet olacak. Herkes yerini bulacak. Şahsiyetimiz yerini bulacak, kuvvetini bulacak. Anca o zaman zulüm duracak. Bizim devletimiz ne zaman devlet olacak biliyor musunuz? Yapın da görelim diyebilme imkanını bulduğumuz zaman. Başka türlü olmayacak. Yoksa bizim hissemize konuşmanın utancı düşecek. Çocuklarımızla ahirette şöyle hesaplaşacağız. Biz açlıktan ölüyorduk, siz konuşuyordunuz. Ne diyeceksek göreceğiz bakalım. Herkes lafını ona göre ayarlasın. Nihat Bey de ayarlasın lafını. Nihat Bey o dediği lafı katledilmiş çocuklara diyebiliyorsa bize de diyebilir, milletine de diyebilir.

Bir alçağı durduramadık!

Bu dünyada ne varsa ne oluyorsa, biz neye kavuşamıyorsak bizim milletimizin mesuliyetidir. Ben kendimden, kendi milletimden bilirim. Sorumluluğu bizden bilirim. Kim ne yapıyorsa yapsın. Kim kime neyi yakıştırıyorsa yakıştırsın. Ben bu olanı bize yakıştırmıyorum. Bu olan bizim devletimizin yerinde olmadığının en büyük delilidir. Ne yapacağız biz? Elçilik protestosu mu yapacağız? Ne yapacağız biz yani? Bayramda gidip elçiliklere yumurta mı atacağız? Kınama mı yapacağız? Siyah çelenk mi koyacağız? Gördünüz mü zulmü? Gördünüz. Engel olabildiniz mi? Olamadık. Bir alçağı durduramadık. Bir pet şişe düşüremedik. Bir gemi yollayamadık. O yüzden şimdi bu da bize ders. Bundan sonra varımız yoğumuz Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni güçlendirmek için. Çünkü bu devlet güçlü olursa, ordusu, parası güçlü olursa, o zaman ayağa kalkacağız. O kadar güçlü olmak zorundayız ki, İsrail bir azgınlık yapacak olduğu zaman yahut başkası bir azgınlık yapacak olduğu zaman onlara diyecekler ki Türkler var. Böyle dedirtmek zorundayız.

Türk devletlerini zayıflatan herkes İsrail'in azgınlığının maşasıdır

Varlığımız kimsenin zulmünü engellemiyorsa, Türklerin varlığında problem var demektir. O yüzden bu Anahtar Parti devleti devlet yapmak için kuruldu. Milleti millet yapmak için kuruldu. Yani bir millet, kendiyle aynı zaman diliminde, kendisi et yiyebilirken, açlıktan ölenlerin olduğu yerde bayram yapmayı ar sayacak hale gelecek. Devleti zafiyete uğratanlar, kendilerini şöyle görecekler. İsrail'deki azgınlığa sebep oluyorum görecekler. Devletin imkanlarını heder edenler, Netenyahu'nun alçaklığına kuvvet veriyorum diyecekler. Devletin mallı mülkünü yiyenler, siyonezme hizmet ediyorum gibi görecekler, öyle görecekler. ihaleye fesat karıştıranlar, işini doğru yapmayanlar, efendim tezlerini çalanlar, hak etmediklerini alanlar, devletin hak etmedikleri imkanlarla devletin imkanlarını yiyenler. Hepsi kendini şöyle görecekler. Biz böyle yaparsak İsrail'in azgınlığına yardımcı oluyoruz. Türk devletini zayıflatan herkes İsrail'in azgınlığının maşasıdır. Bilerek ya da bilmeyerek.

Türk Milleti yerini bulacak!

Parti ve particilik yetseydi Tayyip Bey yetebilmiş olması lazımdı. Eğer particilik yetseydi, 23 yıldır iktidarda bir parti var ve kudretli bir parti var. Particilik yetmedi. Bize demek ki partiden daha fazla bir şey lazımdır. Partiden daha fazla bir şey olmak zorundayız. Dünyadaki her milletin bayrağı kendinedir. Her millet kendi bayrağını sallar. Türklerin bayrağı insanlığın bayrağıdır. Dünyada her devlet kendinedir. Her devlet kendine devlettir. Türklerin devleti insanlığa devlettir. Bayrağımızı insanlık için salladık. Devletimiz insanlık miğferidir bizim. Bizim milletimiz insanlık için millettir. Her millet kendisine millettir, Türkler insanlık için millettir. Dolayısıyla Türkler yerini bulamadığı için insanlık durumdadır. Türkler yerini bulacak. Herkesin yeri herkesin yeri eskiden işgal ettiği gibi. Sadece Türkler eski yerinde değiller. O yüzden Türk milleti yerini bulacak.

Önce Türk Milleti'ni vurdular, sonra kalanı bölüştüler

Bilesiniz ki dünyayı bugün bu hale getirenler önce Türklerin mevkisini bozdular. Sonra paylaştılar. Önce Türk milletini, devletini, Türk'ün şahsiyetini, haysiyetini vurdular. Ondan sonra kalanı bölüştüler. Dolayısıyla bozulmamıza sebep olan, dünyada düzenin bozulmasına sebep olan şeyi yerli yerine oturtacağız. Çünkü herkes yerinde duruyor. Sadece Türk milleti yerinde değil. Türk milleti yerine gelince dünya dengeye gelecekse, vazifemiz Türk milletini yerine, hak ettiği mevkiye, sorumluluklarla buluşacağı yere taşıyabilmektir.

Biz de kendimize döneceğiz

O yüzden anahtar, sembolünün bizim için ifade ettiği şeyi tekrarlamak istiyorum. Filistin'in de sembolü anahtardır. Bir gün geri döneceğiz demektir o. Karabağ'da Ermenilerin zulmünden sonra oradan göçmek zorunda kalan Azerbaycan Türklerinin giderken alabildikleri tek şey anahtardır. Bir gün geri döneceğiz demektir o. Döndüler Allah'a hamdolsun. Filistin'de bir gün geri dönecek. Bizim de anahtarımız partimizin sembolü diye koyduğumuz anahtar milletimiz için bir gün kendimize döneceğiz sembolüdür. Türk milleti için anahtar biz de kendimize döneceğiz iddiamızın sembolüdür.”

Kaynak: Haber Merkezi