Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Demir, 2025 yazına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Mevcut verilerin, son yılların en sıcak dönemine girildiğini gösterdiğini belirten Prof. Dr. Demir, bu durumun hem kuraklık hem de çölleşme açısından ciddi tehdit oluşturduğunu vurguladı.
"Kuraklık, Türkiye'nin dörtte üçünü etkiliyor"
Küresel iklim değişikliğinin etkilerinin her geçen yıl daha belirgin hale geldiğini ifade eden Prof. Dr. Demir, "2025 yılı, özellikle nisan, mayıs ve haziran aylarında alınan bazı yağışlarla geçici bir rahatlama sağlansa da, haziran sonundan itibaren başlayan kuraklık temmuzun sonlarına doğru Türkiye’nin büyük bir bölümünü etkisi altına aldı" dedi.
Önümüzdeki günlerde sıcaklık ve kuraklık eğiliminin daha da artmasının beklendiğini kaydeden Demir, iklim verilerinin mevsim normallerinin üzerine çıktığını dile getirdi.
"Tarımda büyük kayıplar yaşanabilir"
Kuraklık ve düzensiz yağış rejiminin özellikle tarım açısından büyük risk oluşturduğunu ifade eden Prof. Dr. Demir, "Nisan ayındaki don olayları ürünlere zarar verdi. Şimdi ise hububat başta olmak üzere mercimek, buğday, arpa gibi ürünlerde ciddi verim kayıpları yaşanıyor. Tarlada hasat edilemeyen ürünler çiftçiyi zor durumda bırakıyor. Fındık, incir ve kiraz gibi özel ürünlerde de risk çok büyük. Bu hem piyasa fiyatlarının yükselmesine hem de vatandaşın bu ürünlere erişiminin zorlaşmasına neden oluyor" diye konuştu.
"Ağustos ve eylül ayları için ciddi su uyarısı"
Sıcaklıkların yanı sıra su kaynaklarının da tehlikede olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Demir, "Yaz aylarının ilerlemesiyle birlikte içme suyu ve tarımsal sulama kaynaklarında yetersizlikler yaşanabilir. Ağustos ortasından itibaren pek çok bölgede su sıkıntısı kaçınılmaz hale gelebilir. Bunun için herkesin üzerine düşeni yapması, su kullanımında tasarrufa yönelmesi şart" dedi.
"Bu mücadele hepimizin sorumluluğu"
Kuraklıkla mücadelede sadece kurumlara değil, tüm topluma görev düştüğünü vurgulayan Demir, şu uyarılarda bulundu:
“Kaynaklarımızı korumak, suyu israf etmemek, iklim krizine karşı daha bilinçli olmak her bireyin görevidir. Aksi halde hem sağlık hem de yaşam kalitesi açısından zor günlerle karşı karşıya kalabiliriz. Bugün alınacak önlemler, yarının krizlerini önler. Bu süreçte hiçbirimiz duyarsız kalamayız.”
Prof. Dr. Demir ayrıca Avrupa’nın bazı bölgelerinde kuraklığa bağlı ölümlerin yaşandığını hatırlatarak, Türkiye’nin benzer bir tabloyla karşılaşmaması için vakit kaybetmeden harekete geçilmesi gerektiğini vurguladı.