489 bin 361 kişinin hayatını kaybettiği 2024’te, intihar eden kişi sayısı 4 bin 460’a yükseldi. Bu rakam, 2001 yılından bu yana ölçülen en yüksek intihar oranı olarak kayıtlara geçti.
Kaba ölüm hızı düşerken, intihar rekor kırdı
Genel ölüm hızı 2024’te binde 5,7’ye gerileyerek bir önceki yılın altına düşerken, intihar oranı yüz binde 5,22’ye yükselerek rekor kırdı. 2023’te 4 bin 89 olan intihar vakası, bir yıl içinde 371 kişi artış gösterdi. Her 100 bin kişiden 5’inden fazlasının intihar nedeniyle hayatını kaybettiği 2024, psikososyal risk faktörlerinin alarm verdiği bir yıl oldu.
Kalp hastalıkları ve kanser hâlâ başlıca ölüm nedenleri
2024’te en fazla ölüme neden olan hastalık grubu dolaşım sistemi rahatsızlıkları oldu. Tüm ölümlerin yüzde 36’sı bu gruptan kaynaklanırken, bu ölümlerin neredeyse yarısı iskemik kalp hastalıkları nedeniyle gerçekleşti. En yüksek oranın kaydedildiği il ise yüzde 50,7 ile Çanakkale oldu. Onkolojik nedenler yüzde 16,3 ile ikinci, solunum sistemi hastalıkları ise yüzde 15 ile üçüncü sırada yer aldı.
Bebek ölümleri azaldı, umut verici tablo güçlendi
2024’te bebek ölüm sayısı 8 bin 475’e geriledi. Bin canlı doğum başına düşen bebek ölüm hızı binde 9,0’a düştü. Bu oran 2023’te binde 10,1’di. Beş yaş altı ölüm hızı da binde 14,7’den binde 11,1’e düşerek erken çocukluk dönemindeki sağlık göstergelerinde ilerlemeye işaret etti.
İntihar nedenlerinde hastalık ve geçim sıkıntısı öne çıkıyor
İntihar vakalarının dörtte biri hastalık kaynaklı gerçekleşti. 1.123 kişi sağlık sorunları nedeniyle yaşamına son verdi. Onu yüzde 9 oranla ekonomik sıkıntılar izledi. Geçim sıkıntısı nedeniyle intihar eden 402 kişinin 382’si erkekti. Bu durum, ekonomik baskının cinsiyete göre farklı etkiler yarattığını ortaya koydu.
Kadınlarda ise hastalık yüzde 34’lük oranla intiharın başlıca nedeni olurken, evlenememe ya da ilişkisel nedenler gibi sosyal gerekçeler de dikkat çekti. Kadınların sadece yüzde 2,1’i geçim sıkıntısını gerekçe gösterdi.
Binlerce intihar vakasının nedeni belirsiz
TÜİK verilerine göre, 2024’te intihar eden kişilerin yaklaşık yüzde 22’sinde neden belirlenemedi. Ayrıca yüzde 36,8’lik “diğer” kategorisinde toplanan vakalarda, net tanımlanamayan bireysel ve sosyal sorunlar etkili oldu.